Baldur’s Gate 3 Yama 7 ile birlikte, mod indirmeleri rekor kırdı

Larian Studios’un Baldur’s Gate 3 için yayınladığı Patch 7 güncellemesi, oyuna büyük yenilikler getirirken, mod yönetimi desteği de ekledi. Modlara olan yoğun ilgiyle birlikte, 24 saat içinde bir milyondan fazla mod indirildi ve sayı hızla artmaya devam ediyor.

Geliştirici ve yayıncı Larian Studios, popüler D&D tabanlı RPG oyunu Baldur’s Gate 3’ün PC sürümü için geçtiğimiz Cuma günü büyük bir Patch 7 güncellemesi yayınladı. Bu güncellemeyle oyuna birçok yeni özellik ve iyileştirme eklenirken, oyuncuların modları indirip yönetebileceği yeni bir Mod Yöneticisi de tanıtıldı.

Modlara Büyük İlgi

Modlara olan ilgi büyük. Larian Studios CEO’su Swen Vincke, X hesabında yaptığı bir paylaşımda, “24 saatten kısa sürede bir milyondan fazla mod indirildi” dedi. Bunun hemen ardından, ModDB ve mod.io platformlarının kurucusu Scott Reismanis de bir açıklama yaparak, “Toplamda 3 milyondan fazla mod indirildi ve sayı giderek artıyor” dedi.

Resmi Mod Araç Seti ve Yeni Özellikler

Mod Yöneticisi’nin yanında, Patch 7 ile oyuna resmi bir Mod Araç Seti de eklendi. Bu araç, oyunculara sadece mod oluşturma imkânı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu modları doğrudan Baldur’s Gate 3’e entegre etmelerine de olanak tanıyor.

Konsol ve Mac Güncellemesi Ekim’de Geliyor

Yama 7, oyunun tüm platformlarındaki oyunculara biraz daha geç ulaşacak. Larian, yama notlarında şu açıklamayı yaptı: “Mac ve konsol oyuncuları için bu yama, resmi mod desteği de dahil olmak üzere pek çok yenilik ve iyileştirmeyle geliyor. Ancak bu güncellemeyi tüm teknik süreçlerden geçirip size ulaştırmamız beklediğimizden daha uzun sürebilir. Yama, Ekim ayında Mac ve konsollara gelecek ve süreçle ilgili gelişmeleri sizlerle paylaşacağız.

Yeni Sinematik Sonlar ve Gelişmiş Oynanış

Mod desteğinin yanı sıra, Yama 7 oyuna yeni “kötü” sinematik sonlar, geliştirilmiş bölünmüş ekran desteği ve daha fazlasını ekliyor. Larian, oyuna gelecekte daha fazla güncelleme getirmeyi planlıyor olsa da, yeni içerik yamalarının sonuna yaklaşıldığını da belirtti.

Dünyanın en yaygın parolaları listesi: Sizin şifreniz de listede mi?

2022’nin en yaygın 200 parola listesi bize bilmemiz gereken her şeyi anlatıyor. Parolalar büyük bir güvenlik riskidir. Eğer sizinki de listede yer alıyorsa, hemen değiştirin.

Parola ile şifre kelimelerinin aynı anlama gelmediğini söylemekle başlayalım. Yaygın ve yanlış olarak parola yerine şifre kelimesi kullanılıyor. Bilgisayarda veya çevrimiçi hesaplarda oturum açmak ve başka kullanıcıların erişimini engellemek için kullanılan gizli anahtarlara “parola” denir.

Çeşitli bilgiler veya haberler gönderilirken iletişimde gizlilik sağlamak amacıyla bazen, mesajda kullanılan harf, sözcük ya da sözcük grupları belirli bir kurala göre başka simgelerle değiştirilir. Bu amaçla kullanılan simgeler sistemine “şifre” adı verilir.

Güvenlik uzmanları on yılı aşkın bir süredir parolanın ölümünü öngörüyor. Ancak hala çevrimiçi hesaplarımızda ve mobil uygulamalarımızda oturum açmanın ana yolu bu. Hepimiz onları nasıl kullanacağımızı çok iyi biliyoruz. Çoğumuz yeni yöntemler öğrenmek konusunda isteksiziz. Öğrenmemizin zamanı gelmiş olabilir çünkü gerçek şu ki hepimiz parolaları nasıl güvenli bir şekilde kullanacağımızı bilmiyoruz.

NordPass’ın 2022’nin en yaygın 200 parola listesi bize bilmemiz gereken her şeyi anlatıyor. Parolalar büyük bir güvenlik riskidir. Eğer sizinki de listede yer alıyorsa, hemen değiştirin. Daha da iyisi, tüm oturum açma bilgilerinizi yönetme şeklinizi değiştirin. Çok geç olana kadar beklemek size fazladan zaman, para ve strese mal olabilir.

Parolalar Neden Önemlidir?

Oturum açma bilgilerimiz dijital yaşamlarımızın anahtarlarını temsil eder. Yayın hizmetleri, çevrimiçi bankacılık ve mesajlaşma, araç çağırma hesapları ve sosyal medyaya kadar her şey olabilir. Bu hesaplarda genellikle kart bilgilerimiz ve kişisel verilerimiz saklanır. Bu yüzden siber suç dünyasında bu kadar popülerler. Haziran ayında yayımlanan bir rapor, çevrimiçi suç pazarlarında 24 milyar kullanıcı adı ve şifre kombinasyonunun dolaştığını ortaya koydu, 2020 rakamlarına göre %65’lik bir artış ve gezegendeki her insan için neredeyse dört tane. Suçlular parolaları ele geçirmek için aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli teknikler kullanırlar:

Oltalama: En eski hilelerden biridir. Bir dolandırıcı, güvenilir bir kuruluş gibi davranarak e-posta, metin veya telefon yoluyla ulaşır. Genellikle giriş bilgilerinizi ve diğer bilgilerinizi neden yeniden girmeniz gerektiğine dair bir bahane uydururlar.

Brute forcing: Bilgisayar korsanları artık otomatik araçlar kullanarak açık hesapları kırmak için deneme yanılma yöntemini kullanabiliyor. Genellikle, bir eşleşme üretip üretmediklerini görmek için yaygın olarak kullanılan parolaları denerler.

Kimlik bilgisi doldurma: Bilgisayar korsanlarının siber suç dünyasından satın aldıkları daha önce ihlal edilmiş parolaları kullandıkları bir tür kaba kuvvet saldırısı. Daha sonra bunu otomatik komut dosyalarına aktararak eşleşme olup olmadığını görmek için aynı anda birden fazla site ve uygulamada büyük miktarlarda denerler.

Tuş kaydediciler/bilgi hırsızları: Bilgi çalan kötü amaçlı yazılımlar bazen kimlik avı e-postaları veya uygulama mağazalarına yerleştirilen kötü amaçlı mobil uygulamalarla yayılır. Bir cihaza veya makineye girdikten sonra, parolalar yazıldıkça gizlice toplanır.

Omuzdan dikizlemek: Bir başka eski yöntem ise özellikle seyahat eden ve açık alanlarda çalışan insanları ilgilendiriyor. Gizlice izleyenler tarafından görülebileceğinden, parolanızı halka açık yerlerde yazarken dikkatli olun.

Bilgisayar korsanları hesabınıza girdikten sonra, burada depolanan tüm kişisel ve kart verilerini çalabilir. Ya da bunları ödeme kartı ve diğer dolandırıcılıklarda kullanabilirler. 2021’de hileli ödeme kartı işlemlerinin değeri 32 milyar ABD Dolarını aştı ve 2027’ye kadar 38,5 milyar ABD Dolarına yükseleceği tahmin ediliyor.

En Çok Hacklenen Parolalar

Ne yazık ki birçok internet kullanıcısı kötü niyetli kişilerin hayatını kolaylaştırıyor. Güvenlik olaylarında ortaya dökülen parolalardan oluşan 3 TB’lık bir veri tabanına göre, 30 ülkede en popüler parola yaklaşık beş milyon kez kullanılan “password” oldu. İkinci sırada “123456” gelirken onu biraz daha uzun olan “123456789” takip etti. İlk beşi tamamlayanlar ise “guest” ve “qwerty” oldu. Bu girişlerin çoğu bir saniyeden daha kısa bir sürede kırılabiliyor. Bu en temel parolaların yanı sıra, araştırmacılar her yıl benzer kalıpların ortaya çıktığını görüyor. Özellikle tüm zamanların favorileri şunlar:

Spor takımları: örneğin, 58,5 milyonun üzerinde bir sayıya sahip olan “Red Star Belgrade” futbol takımı.

Moda markaları: örneğin, yaklaşık 14,8 milyon kez kullanılan “tiffany”.

Küfürlü kelimeler: En popüler olanı 21 milyondan fazla kez kullanılan f*ck.

Müzik sanatçıları: 33 milyondan fazla hit ile U2 zirvede.

Filmler: En popüler parola 6,4 milyon defa ile “leon” oldu.

Arabalar: Sekiz milyondan fazla kullanıcının parolası “mini” idi.

Video oyunları: 2022’de en popüler oyun 6,2 milyondan fazla kullanıcı ile “arma” olmuştur.

Yiyecek: Yaklaşık 8,6 milyon parolada “balık” kelimesi kullanılmış.

Daha da kötüsü, bu parolalar tekrar kullanır, açıkta bir yere yazar ya da başkalarıyla paylaşırsak, bilgisayar korsanları ve dolandırıcılar için hayatı daha da kolaylaştırmış oluruz. Ve özel hayatımızda kullandığımız parolaların aynısını iş yerinde de kullanırsak, işverenimizi olası siber risklere maruz bırakmış bile olabiliriz. Bunun sonucunda bilgisayar korsanları kurumsal verileri çalabilir, bunun daha da ciddi yansımaları olabilir.

Parola Güvenliği Nasıl Sağlanır?

Neyse ki, parola güvenliği doğru yapabileceğimiz en kolay şeylerden biridir ve dijital yaşamlarımız için bazı anlık faydalar sağlar. Kişisel ve finansal bilgilerinizi korumaya yardımcı olmak için aşağıdaki ipuçlarını değerlendirin:

  • Parolaları asla tekrar kullanmayın, aksi takdirde kimlik bilgisi dolduranlar tek bir oturum açma bilgilerini ele geçirdiklerinde birden fazla hesap açabilirler.

  • Başkaları istemeden de olsa parolanızı kötüye kullanabileceğinden paylaşmayın.

  • Kullanılmayan hesapları kapatın çünkü ihlal edildiklerini fark etmediyseniz bunlar güvenlik riski oluşturabilir.

  • Bir parola yöneticisi kullanın ve bir parola oluşturucu kullanmayı da düşünün. Parola kasası otomatik olarak uzun, güçlü ve benzersiz parolalar önerecek ve saklayacaktır. Ve ilgili herhangi bir sitede oturumunuzu açacaktır, ihtiyacınız olan tek şey ise ana paroladır.

  • Parola gücünü düzenli olarak kontrol edin ve çok zayıf veya güncel olmayanları güncelleyin. •Mümkün olan yerlerde çok faktörlü kimlik doğrulamayı (MFA) etkinleştirin, artık çoğu hesapta bunu yapma seçeneği var. Kimlik doğrulama için yüz veya parmak izi taraması veya tek seferlik parola gibi başka bir “faktör” g
    erektirerek parolalara ekstra bir güvenlik katmanı ekler

  • Herkese açık Wi-Fi üzerinden oturum açmayın çünkü aynı ağda bulunabilecek dijital dinleyiciler parolanızı ele geçirebilir.

  • Bilgi hırsızları ve diğer kötü amaçlı yazılımların yanı sıra kimlik avı saldırıları ve diğer tehditlere karşı korunmak için saygın bir şirketin güvenlik çözümlerini kullanın

  • Dışarıdayken omuz sörfçülerine dikkat edin. Dizüstü bilgisayarınız için bir ekran koruyucu kullanmayı düşünün.

  • Yalnızca HTTPS kullanan sitelere giriş yapın, çünkü bunlar güvenlidir ve bu nedenle giriş bilgilerinizi ele geçirebilecek saldırılara karşı ekstra koruma sağlar.

  • Parolanızın bir veri ihlaline karışıp karışmadığını kontrol eden bir hizmete kaydolun.

2024’e girerken yeni yılda yapılmak üzere birçok karar almış olabilirsiniz ancak eğer sizin de parolanız yukarıdaki listede yer alıyorsa, güvenliğinizi artırmak bunların en önemlilerinden biri olacaktır.

GTA 6’da “küfürlü şarkı krizi” çıktı

GTA 6 için Rockstar’dan aldığı lisans teklifini beğenmeyen sanatçı, tepkisini X üzerinde küfrederek gösterdi. Peki neydi bu teklif, neden böylesine büyük bir tepkiyle karşılandı?

Rockstar Games’in popüler serisi Grand Theft Auto’nun (GTA) yeni sürümü GTA VI’nın yakında satışa sunulması bekleniyor. Oyunun ilk fragmanı geçtiğimiz yıl Aralık ayında yayınlandı ve geliştirme süreci bazı aksaklıklar olsa da gayet iyi gidiyor gibi görünüyor.

Şubat ayındaki analist raporları, Sony’nin PS5 Pro konsolunu piyasaya sürme tarihini oyunla aynı zamana denk getirmeye odaklandığını öneriyordu. Ayrıca kısa bir süre önce ortaya çıkan söylentilere göre Sony, GTA’nın özel pazarlama haklarını da güvence altına aldı ve GTA VI, diğer platformlarda da yayımlanacak olmasına rağmen, reklamlarında PlayStation’a özel olarak odaklanacak.

Ancak şimdi, GTA VI oldukça ilginç bir haberle gündemde. Sosyal medya platformu X üzerinde yapılan açıklamaya göre şirket, “Temptation” şarkısının lisans hakları için synth-pop grubu Heaven 17 ile bir görüşme yaptı. Söylenilene göre gruba tek seferlik, sadece 7.500 dolarlık bir teklif yapıldı ve bu çok düşük teklif, grubun kurucu üyelerinden biri olan Martyn Ware’i ikna etmeye yetmedi. Sözleşme teklifinin nihayetinde reddedilip reddedilmediğinden emin olmasak da Ware, X üzerinde yaptığı paylaşımlarda hoşnutsuzluğunu açıkça dile getirdi ve Rockstar Games’e küfürlü bir şekilde yanıt verdi.

Hayranların daha fazla bilgi istemesinin ardından Ware, aslında üye başına 7.500 dolar, yani üç üye için toplamda 22.500 dolarlık bir teklif yapıldığını açıkladı. Ama Rockstar’ın nasıl bu kadar düşük bir miktar teklif edebildiğini hala anlayamadığını söyledi ve şirketin GTA V’den elde ettiği 8,6 milyar dolarlık geliri hatırlattı.

Bazıları Ware’in teklife karşı sinirlenmesini savunurken, birçoğu onu bu davranışı nedeniyle eleştirdi ve Ware’in uygun davranmadığını söyledi. Bu yorumlara karşılık olarak Ware, “20 yıldır sanatçı hakları savunuculuğu için çalıştığını” ve “işi bildiğini” söyleyerek yanıt verdi.

Bir X kullanıcısı ise, sanatçının bu “işi bildiği” yönündeki sözlerine gönderme yaparak Rockstar Games’e küfür etmenin ve sövmenin muhtemelen en iyi fikir olmadığını söyleyerek, bunun yerine masaya oturması ve bir uzlaşmaya varmaya çalışmamanın “işi bildiğini iddia eden biri için amatörce” bir davranış olduğunu belirtti.

iPhone 16 ile birlikte FineWowen gitti, Beats geldi

Apple, FineWoven kılıflarının aldığı eleştirilere sadece bir yıl dayanabildi ve bu kılıfları iptal etti. Ve bu kez kılıf yelpazesine, Beats tarafından üretilen ilk iPhone 16 kılıflarını ekledi.

Apple, daha önce de tahmin ettiğimiz gibi, kendisi için nadir bir karar alarak tartışmalı iPhone FineWoven kılıflarını sadece bir yıl sonra iptal etti. Aynı zamanda Beats tarafından üretilen yeni iPhone 16 kılıflarını da duyurdu.

Bu yeni Beats kılıfları, MagSafe ve Kamera Kontrolü desteğine sahip. Bir basın bülteninde Beats, iPhone 16 kılıflarına yumuşak mikrofiber malzeme ve Midnight Black, Summit Stone, Riptide Blue ve Sunset Purple renklerinde “cesur iç vurgu renkleri” eklediğini duyurdu.

Apple’ın Apple Music ve Beats başkan yardımcısı Oliver Schusser, “Beats tarafından tasarlanan ilk iPhone kılıfını sunmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi ve devam etti: “Beats her zaman kendine özgü tarzı ve canlı renklerle eş anlamlı olmuştur ve yeni kılıflarımız, yeni iPhone 16 serisini daha etkileyici hale getirmenin mükemmel bir yoludur.

Beats tarafından tasarlanan iPhone 16 kılıflarının ince, hafif ve kavraması kolay olduğu, darbe emilimini optimize etmek için sert kabuklu polikarbonat ve esnek yan duvarlardan üretildiği belirtiliyor. Beats, pürüzsüz dış yüzeyin ekstra koruma için parlak, çizilmeye dayanıklı bir kaplama ile kaplandığını ve yumuşak mikrofiber astarın iPhone’u koruduğunu söylüyor.

Beats, yeni Kamera Kontrolünden tam olarak yararlanmak için kılıflarının, parmak hareketlerini Kamera Kontrolüne ileten iletken bir katmana bağlı safir kristal içerdiğini de söylüyor.

Son olarak şirket, karbon nötr taahhüdüne uygun bir şekilde iPhone 16 kılıf ambalajlarının %100 elyaf bazlı olduğunu ve ahşap liflerin %100 geri dönüştürüldüğünü veya sorumlu bir şekilde tedarik edildiğini belirtiyor.

1 yıl önce göz nakli yapılan ilk hastanın son durumu açıklandı

Tam göz nakli yapılan ilk hasta, bir yılı aşkın bir süredir yaşamına devam ediyor. Aaron James isimli hasta, tarihi operasyondan sonra yaşadıklarını “hemen hemen normal bir adam olmaya geri döndüm” diyerek anlatıyor.

Dünyanın ilk tam göz ve kısmi yüz nakli geçiren hastası olan Aaron James’in, bir yıldan uzun bir süre sonrasında sağlıklı ve iyi durumda yaşamına devam ettiği açıklandı. James’in NYU Langone Health’teki doktorları, Pazartesi günü yayınlanan bir makalede, Mayıs 2023’teki tarihi prosedürden bu yana kendisinin ve yeni gözünün gelişimini ayrıntılı olarak anlatıyor.

James, yeni gözündeki görme yetisini asla geri kazanamayabilir, ancak araştırmacılar onun deneyiminin kendilerine gelecekte bu nakilleri daha iyi nasıl gerçekleştirecekleri konusunda önemli bilgiler sağladığını söylüyor.

James, çalışması sırasında gözü de dahil olmak üzere vücudunun ve yüzünün sol tarafının büyük bir kısmı yaralayan yüksek voltajlı bir elektrik kazası geçiren 46 yaşında bir gaziydi. Doktorlar başlangıçta yalnızca kısmi yüz nakli yapmayı planlamışlardı, ancak daha sonra, James’in görüşünü geri getirme olasılığı düşük olsa bile, böyle bir başarının artık teknolojik olarak mümkün olduğuna inanarak, bağışlanan bir göz küresini de nakletmeyi denemeye karar verdiler.

Ekibin belirttiğine göre, James’in gözünde hala görüş olmasa da retinada elektrik aktivitesi algılandı. Görüşün geri gelme ihtimali çok düşük olsa da, bu nakil büyük bir başarı olarak tarihe geçiyor. Ayrıca, James’in bağışıklık sisteminin bağışlanan gözü reddetmesini önlemek için kullanılan devam eden ilaç rejimi, diğer bağışlanan organların çalışmasını sağlamak için kullanılan bakımdan farklı değil. Bugüne kadar, bağışlanan göz önemli ölçüde küçülmedi veya basınç kaybetmedi. Ancak, gözün tüm hücreleri aktarımı sağlam atlamadı ve bu da gelecekteki nakillerde önemli bir iyileştirme alanı olacak.

Doktorlar, bu prosedürün benzer durumdaki diğerleri için yalnızca ilk olacağını ve görme yeteneklerini tamamen geri kazandırabileceklerini umuyor.

Google Haritalar’da keşfedildi: Bu dev küresel yapı ne olabilir?

Bir gezgin, yapacağı kampı planlamak için Google Haritalar uygulamasında uygun yer ararken inanılmaz bir keşif yaptı. Şimdi herkes, bulduğu yapının açıklamasını merak ediyor.

Quebec’in Côte-Nord bölgesinde bir kamp gezisi planlamak için Google Haritalar’a başvuran bir gezgin, Quebec’teki Marsal Gölü çevresinde bulunan, yaklaşık 15 kilometre (9.3 mil) çapında sıra dışı, kabaca küresel bir yapıya rastladı.

Gezgin, tuhaf yapıyı tanımlamak için yardım almak üzere Fransa’daki Centre de Recherche en Géosciences de L’environnement (CEREGE)’den jeofizikçi Pierre Rochette ile iletişime geçti. Genellikle Google Haritalar’da bulunan yapılardan anlamlı bir sonuç çıkmasa da, bilim insanları ekibi eski bir asteroid çarpma olayının buna neden olabileceğini belirledi. Rochette, Kanada haber ajansı CBC’ye “topografyaya bakıldığında, çarpmanın çok belirgin bir göstergesi var” dedi.

Heyecanlanan Rochette ve meslektaşları bölgeye daha yakından baktılar ve şimdi gölün çevresindeki küçük dağların halkasının daha önce yanlış sınıflandırılmış olabileceğine inanıyorlar. Bölge, yerçekiminin beklenen değerden daha güçlü veya daha zayıf olduğu yerçekimi anomalisi göstermiyor.

450 milyon yıl önce dünyaya çarpan asteroid

Onaylanmamış olsa da, işaretler Lapointe’in Google Haritalar’da gezinirken eski bir çarpma olayına rastladığını gösteriyor. Ekip, bölgeden alınan örneklerde silikatlar, bol miktarda magnetit, sülfitler ve zirkonlar tespit etti; bunların tümü çarpışma sırasında erimiş kayaların ispatları. Erozyon seviyelerine dayanarak, ekip çarpmanın 450 ila 38 milyon yıl önce gerçekleşmiş olabileceğini tahmin ediyor.

Ekip, yakın zamanda bölgeyi ziyaret ederek bir çarpma olayının daha fazla kanıtı olup olmadığını değerlendirmeyi umuyor. Bulgular, Meteoritical Society 2024’ün 86. Yıllık Toplantısı’nda bir makalede sunuldu.

Xbox Game Pass’a bir yeni abonelik seçeneği daha geldi

Microsoft, Game Pass programına yeni bir katman ekleyerek Xbox Game Pass Standard’ı kullanıcıların hizmetine sundu. nispeten uygun fiyatlı olan bu paket, konsol oyunlarına geniş erişim sunarken, daha kapsamlı özellikler isteyenler için Game Pass Ultimate gibi seçenekler de mevcut.

Ağustos 2024’ün sonlarına doğru Microsoft, popüler Game Pass Programı’na yeni bir seçenek ekleyerek Xbox Game Pass Standard’ı test etmeye başladı. Kısa bir süre sonra bu yeni katman, desteklenen bölgelerdeki tüm Xbox kullanıcıları için erişime açıldı.

Daha önce bu yazımızda konuyu ele almıştık: Xbox Game Pass’e iki yeni abonelik seçeneği daha geliyor

Xbox Game Pass Standard: Özellikler ve Fiyat

Xbox Game Pass Standard’ın aylık abonelik ücreti 14,99 dolar (Türkiye fiyatı 249 TL) olarak belirlendi. Bu ücret karşılığında kullanıcılar yüzlerce konsol oyununa, çevrimiçi çok oyunculu oyunlara ve bazı oyunlarda %50’ye varan üyelere özel indirimlere erişim sağlayabiliyorlar. Ancak, Xbox Game Pass Ultimate’den farklı olarak Standard, EA Play, Xbox Cloud Gaming ve PC oyunlarına erişim sunmuyor. Bu ek avantajlara sahip olmak isteyenlerin Xbox Game Pass Ultimate için aylık 309 TL ödemesi gerekiyor.

Game Pass Programı: Karmaşık Kademeler ve Seçenekler

Game Pass’in yedi yıl önceki lansmanından bu yana, program çeşitli kademe ve seçeneklerle daha karmaşık bir hale geldi. Bu kadar çok seçenek yeni kullanıcılar için kafa karıştırıcı olabilir. Microsoft, bu kademeleri daha anlaşılır hale getirmek için her bir Game Pass paketinin sunduğu avantajları detaylı olarak gösteren bir infografik yayınladı.

Game Pass Katmanları

PC Game Pass (209 TL / ay): Yalnızca PC oyuncuları için tasarlanan bu paket, onlarca PC oyununa ek olarak EA Play aboneliğine ekstra ücret ödemeden erişim sağlar. Eğer sadece PC’de oyun oynuyorsanız, bu sizin için en uygun seçenek olacaktır.

Game Pass Core (175 TL / ay): Xbox’ta, yani sadece konsolda arkadaşlarıyla çevrimiçi oyun oynamak isteyenler için ideal bir seçenek. Uygun bir aylık ücretle çevrimiçi çok oyunculu erişim, oyunlarda özel indirimler ve Game Pass kütüphanesinden 25 oyuna ücretsiz erişim sağlanıyor. Xbox Live Gold’un gelişmiş bir versiyonu olarak düşünebilirsiniz.

Game Pass Standard (249 TL / ay): Standart kademe, sadece konsol oyunlarından en iyi şekilde yararlanmak isteyen ve fazla harcama yapmak istemeyenler için tasarlandı. Yüzlerce konsol oyununa, özel indirimlere ve çevrimiçi çok oyunculu oyunlara erişim sağlar. Eğer Microsoft’un oyunlarına ilk günden erişim gibi bir önceliğiniz yoksa, bu seçenek size uygun olabilir.

Game Pass Ultimate (309 TL / ay): Microsoft’un sunduğu en kapsamlı paket olan Ultimate, konsol ve PC oyunlarının yanı sıra Xbox Cloud Streaming, EA Play, özel indirimler ve yeni çıkan oyunlara ilk günden erişim gibi birçok avantaj sunuyor. Bu paket, hem konsol hem de PC üzerinde oyun oynayan ve bulut üzerinden oyun oynamak isteyen kullanıcılar için ideal.

10 Bin TL Altı Telefon Kralları mı Geldi?

General Mobile, telefon piyasasını karıştıracak iki yeni model ile geldi. Düşük fiyat seviyesine rağmen güçlü yetenekleriyle kullanıcılarını mutlu edecek Era 30 ve Era 50, giriş seviyesi fiyatına karşılık, üst segment telefonların yeteneklerini aratmıyor.

Şu sıralar 10 bin TL altında eli yüzü düzgün bir telefon arıyorsanız yeni 2 seçenek var. General Mobile Era 30 ve General Mobile Era 50. Era 30 ve Era 50, 10 bin liranın altındaki fiyatlarına karşın güzel özellikleri, güncel işletim sistemiyle birlikte sunuyor.

Box tasarımıyla şık ve modern bir görünüme ulaşmış, farklı renk seçenekleriyle her zevke hitap eden telefonlar, yapay zeka destekli kameralarıyla dikkat çekiyorlar. Her 2 telefon da kameralarıyla dikkat çekerken, Era 30, 50 MP ana kamera performansı sunarken, Era 50 ise yapay zeka kullanımıyla 108 MP’lik fotoğraflar çekebiliyor.

Günlük kullanımlarda yeterli performansı sunan telefonlardan Era 30’da 4 GB RAM, Era 50’de ise 6 GB yer alıyor. Ancak bunlara genişletilmiş RAM takvisyesinde bulunarak telefonları hızlandırabiliyorsunuz. Benzer şey depolama alanı için de geçerli. Her 2 telefonda da microSD kart desteği var ve ayrıca bir General Mobile klasiği olarak çift SIM kart desteği bulunuyor.

5000 mAh yüksek kapasiteli pillerle gelen iki telefon da, kullanıcılarını şarj konusunda üzmeden iki gün kadar şarj istemeden çalışmaya devam ediyorlar.

General Mobile Era 30 7599 TL’ye alıcı bulurken, Era 50’nin fiyatı ise 9599 TL.

Eskiden iPhone tasarlıyordu, şimdi ceket tasarladı

Apple’ın efsane ismi ve iPhone’un ilk tasarımcısı Jony Ive, tasarladığı yeni ürünle bir kez daha herkesi şaşırtmayı bildi.

Apple’dan ayrılmadan önce iPhone tasarımının büyük bir kısmından sorumlu olan ünlü tasarımcı Jony Ive, bu ayın sonlarında piyasaya sürülmesi planlanan gösterişli ceketlerden oluşan yeni bir seri tasarladı. Bu serinin herkese hitap etmeyeceği rahatlıkla söylenebilir ancak ilgilenenler için ilginç bir ürün olacağı kesin.

Ive’nin şirketi LoveFrom, Fast Company’nin “askeri paltoya bir gönderme” olarak adlandırdığı yeni bir seri tasarlamak için İtalyan bir açık hava lüks moda markası olan Moncler ile iş birliği yaptı. Bu tanımlamanın tam olarak neyi belirttiği tartışılabilir, ancak aynı zamanda bir dizi “hafif, cinsiyetten bağımsız pastel parça” olarak da tanımlanıyor. Neyse ki bu açıklamaların yanı sıra bazı görseller de paylaşıldı.

Temel olarak bir yelekten ve Fast Company’nin söylediğine göre üstüne “ceket, parka veya kapüşonlu ponço” giyebileceğiniz bir gruptan oluşuyor. Tasarımın en dikkat çekici özelliği ise kıyafetin düğmeleri olarak belirtiliyor. Bunlar temelde normal düğmeler olsalar da mıknatıslı oldukları için farklı kıyafet üstlerini çok hızlı bir şekilde değiştirmeniz mümkün oluyor. Bu düğmeler sayesinde, neredeyse hava durumuna göre değiştirebildiğiniz modüler bir cekete sahip olmuş oluyorsunuz.

Fast Company, LoveFrom ve Moncler’in palto serisini geliştirmek için dört yıl harcadığını yazıyor ve Ive, sade ve zarif bir şey yaratmak istediğini söylüyor.

Ive, 2019’da Apple’dan ayrıldığından beri Apple sonrası kariyerinin çoğunu dünyanın en zengin sakinleri için tuhaf minimalist tasarımlar yaparak geçirdi. Kısa bir süre önce de Kral III. Charles’ın taç giyme töreni için kraliyet amblemini tasarladı. Ayrıca OpenAI CEO’su Sam Altman ile bir tür yapay zeka giyilebilir donanım üzerinde işbirliği yaptığı söyleniyor, ancak genel olarak tasarımlarının ne kadar uzun zaman aldığı ve bu ceket tasarımı üzerinde dört yıl çalıştığı düşünülürse, böyle bir ürünün yakında sunulmasını beklememekte fayda olacaktır.

OPPO A60 İnceleme

OPPO, yeni telefonu A60 ile oldukça iddialı. Dayanıklılığıyla dikkat çeken OPPO A60’ı tüm detaylarıyla inceledik ve elbette “bahsedilen” zorlu testlerden de geçirdik. Peki, sonuç ne oldu? İşte OPPO A60 incelemesi…

Zaman zaman markalar bazı telefonlarıyla ilgili büyük iddialarda bulunuyorlar ve bu da genellikle sağlamlığı noktasında oluyor. OPPO’nun da yeni telefonu A60 ile böyle bir iddiası var. OPPO, A60’ın kırılmadığını iddia ediyor. Bizim de en çok Instagram’daki paylaşımı gördükten sonra dikkatimizi çekti bu arada, onu da söyleyelim. OPPO’nun Instagram hesabından paylaştığı reklam filminde, bu telefon ile duvara çivi çakılıyor. Şimdi elbette buradaki duvar hangi malzeme, çivi beton çivisi mi bilemiyoruz, ancak gerçekten böyle bakıldığında fazlasıyla etkileyici görünüyor. Biz de dedik ki markaya, biz bunun bir benzerini yapalım, bakalım telefon gerçekten dayanıklı mı, OPPO da hay hay diyerek telefonu gönderdi. Buna geleceğiz, ancak en sonda geleceğiz, zira telefon şimdilik bize sağlam lazım. Önce sağını solunu sizlere anlatayım, OPPO A60 sağlamlığı dışında başka ne özellikleriyle iddialı, bize neler sunuyor, ona bir bakalım.

OPPO A60 Tasarımı ve Ekranı Nasıl?

Öncelikle OPPO A60, uygun fiyatlı kategoride yer alıyor ve giriş/orta segment arası bir yere konumlanıyor. Tasarımıyla da göze hoş görünen telefonun elimizdeki rengi Gece Moru, ancak Dalga Mavisi renk seçeneğiyle de bulabiliyorsunuz telefonu. 186 gram ağırlığında ve 7.7 mm kalınlığında bu arada. Yine telefonun IP54 su ve toz dayanıklılık sertifikasına sahip olduğunu söyleyelim. Yani su sıçramalarında zarar görmüyor, ancak bu suya daldırabileceğiniz anlamı taşımıyor, yani telefonu suya sokmayın.

Gövdesi plastik malzemeden oluşuyor. Bu telefonun sağlamlığı konusunda yardımcı oluyor elbette. Cam malzemeden olsa çabuk kırılırdı pek tabii ancak plastik malzemeyi çatlatmak için biraz uğraşmanız gerekir. Gerçi OPPO, ekranın sağlamlığıyla iddialı ancak burada da bir koruma bandının kullanılmış olduğunu görüyoruz. Ekran sağlamlığını bu da nispeten artırıyordur; söylediğimiz gibi, bunu az sonra test edeceğiz.

Telefonun ekranı 6.67 inç boyutunda. Yüzde 89.9 ekran gövde oranına sahip olması gayet iyi. Kenar çerçeveleri gayet ince. Sağ kenarda parmak izi sensörü entegreli güç butonu, hemen üzerinde de ses butonları yer alıyor. Ekranın üst ve alt kenarlarına hoparlörler yerleştirilmiş; stereo ses duymak güzel. Bu özellikle cihazı yan tutarak video seyrettiğinizde veya oyun oynarken seyir keyfini artırıyor.

Bu arada 6.67 inç büyüklüğündeki bu ekran 1604×720 piksel çözünürlük sunan bir IPS LCD panelden oluşuyor. Çözünürlük sınıfı için kabul edilebilir gibi olsa da, elbette artık 720p ekran görmesek iyi olur. Fakat güzel haber, yelefonun ekran yenileme hızını 60Hz ve 90Hz şeklinde ayarlayabiliyorsunuz. Ekranın parlaklığı da 950 nit seviyesiine ulaşabiliyor. Telefonun ekranla ilgili bir diğer iddiası da ıslak elle kullanımlarda da çalıştığı yönünde. Bunu da ekran testi sırasında deneyeceğiz.

Peki, OPPO A60 hangi teknik özelliklere sahip ve kullanıcısına nasıl bir performans sağlıyor?

OPPO A60 Performansı Nasıl?

Telefon Snapdragon 680 işlemciyle geliyor. 6 nm’lik teknolojiyle üretilen bu işlemci nispeten eski, 2021 yılında çıkmıştı ancak hala tercih edilen bir seçenek. 8 çekirdeğe sahip ve giriş/orta seviye için fazlasıyla yeterli bir tercih olduğunu söyleyebiliriz. Bu işlemci hala gerek web dolaşım gerek genel telefon kullanımında fazlasıyla güvenilir. Ancak elbette önümüzdeki yıllar için bu tek başına yeterli olmayabilirdi. OPPO’nun buna desteği Trinity Engine optimizasyonu oluyor. Trinity Engine, işlemci, RAM ve depolama alanlarında telefona ekstra performans kazandıran bir dokunuş. Bununla işlemci, telefonun nerede neye ihtiyacı olduğunu anı anına takip ediyor ve gereken kaynakları o işleme tahsis ediyor. Bu sayede takılan, donan, geciken uygulamaların önüne geçilmiş.

Yine telefonun 8GB RAM’e sahip olduğunu düşünürsek, modern uygulamaları takılmadan çalıştırmanız için gayet yeterli. Ayrıca telefonunuzda birden çok uygulama açtığınızda 8 GB’lık RAM’in yetersiz kaldığını düşünürseniz, ekstra sanal RAM yardımı alabiliyorsunuz. Genişletilmiş RAM özelliği sayesinde depolama alanının bir bölümünü RAM modülü gibi kullanabiliyorsunuz.

Bu arada oyun oynamayı sevenlere de güzel bir haberimiz var, telefonun GPU’su 1115 MHz hızında çalışan Adreno 610 işlemciye dayanıyor. Bu GPU günümüzün en hızlı grafik işlemcisi sayılmaz ancak oyun performansının iyi olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla seviyesine göre A60 oyun oynamak isteyenleri de üzmeyecek. PUBG’yi rahatlıkla oynayabiliyorsunuz. Yine telefonun 128 GB veya 256 GB’lık dahili depolama alanıyla geldiğini de hatırlatalım.

Yani baktığımızda OPPO’nun A60 ile ile iddialı olduğu bir nokta da performans konusunda. Cihazın 4 sene boyunca “akıcılık hissini” kaybetmeyeceğini vurguluyor. Yani kullanıcıların 4 sene boyunca “yeni gibi” bir telefon hissi yaşayacağını söylüyor. Üstelik, bu 48 aylık, yani 2 yıllık “akıcılık korumasını” laboratuarlarında test ederek doğruladığını da söylüyor. Bunu bugün doğrulayamayacağız, ancak telefonun böyle bir iddiası var, onu da söylemiş olalım.

OPPO A60 Pil Ömrü Ne Kadar?

Bu işlemcinin güç tüketimini iyileştirmeye odaklı bir desteği de var. Böylece OPPO A60 normal tempoda gün boyuca şarj ihtiyacı duymadan çalışabiliyor. Telefonun 5000 mAh’lık pil kapasitesi yaklaşık 15 saatlik video oynatmanıza imkan veriyor. Aynı zamanda OPPO pilin 4 sene boyunca sorunsuz çalışacağı iddiasında. Ancak tabii yine de Li-ion pillerin boşaldıkça ömrünün kısaldığını unutmayın ve telefonun bataryasını yüzde 20’nin altına inmeden şarj etmeye özen gösterin. Piliniz ne kadar uzun süre dolu kalırsa, ömrü o kadar uzun olacaktır. Bu arada telefonun kutusunda yer alan şarj adaptörünün de 45W gücünde olduğunu söyleyelim.

OPPO A60 Kamera Özellikleri Nedir?

Peki, fotoğraf ve videolar çekmeyi sevenler için telefonun kameraları ne sunuyor? OPPO A60’ın ana kamerası 50 MP çözünürlüğe sahip. Arka yüzdeki ikinci kamera ise 2 MP çözünürlükte. Ultra geniş açılı kamerası yok, zaten çok iddialı değil bu yönüyle telefon, ancak gün ışığı çekimlerinde iyi bir iş çıkarıyor.

Arka kamerayla video çekmek istediğinizde maksimum 1080P çözünürlüğünde ve 30 fps hızında video kaydı yapabiliyorsunuz. Ön yüzdeki selfie kamerası ise 8 MP çözünürlük sunuyor. Bu çözünürlük biraz zayıf kalsa da, telefonun giriş
seviyesini düşünürsek, yeterli olduğunu söyleyebiliriz.

Yine ön kamerayla da video çekiminde 30 fps hızında 1080P çözünürlükte kayıt alabiliyorsunuz. Bu arada, ön ve arka kameralar aynı anda kayıt alabiliyor, böylece hem telefonun önünü hem de arkasını aynı video içinde bölünmüş ekranda gösteren çift açılı videolar çekebilirsiniz. Bu özellik, vlog veya canlı yayınlar yapmak isteyenler için çok kullanışlı bir özellik.

Ve, evet, bunu da anlattıktan sonra şimdi geldik en can alıcı noktaya. Ben OPPO A60 kırılır diyorum, OPPO yetkileri kırılmaz diyor. O halde buyursunlar…

OPPO A60 Sağlamlık Testi

OPPO’nun iddiası ekranın kırılmayacağı yönünde. Zira bu telefon için MIL-STD 810H sertifkasını almış, yani düşme ve darbe gibi zorlu durumlara dayanıklı yapıda olduğu test edilmiş. Şimdi bu telefonun ekranıyla reklam filminde duvara çivi çakılmış ancak dediğim gibi orada kullanılan malzemeden emin değiliz. Dolasıyla gayet organik bir test yapıcaz ve duvara değil, ağaca çivi çakıcaz. Bu arada ağaca zarar vermemesi açısından çivi bakır malzemeden onu da söyleyelim. Şimdi buna bakacağız, açıkçası ben telefonun bir noktada kırılacağı düşüncesindeyim elbette, ancak sonuna kadar da zorlamayacağız. Sonuçta derdimiz telefonu kırmak değil, ekranı kırılmadan bu çiviyi çakabiliyorsak zaten testi geçmiş olacak. O halde çakmaya başlayalım…

OPPO A60 ile yapılan testleri hemen yukarıdaki videomuzda görebilirsiniz.

Sonuç

Evet, sonuç ortada. OPPO A60, gerçekten dendiği kadar sağlam bir telefon. Elbette testler çeşitlendirilir, ancak temelde bir telefonun ekranı ile çivi çakmayacağınızı da düşünürsek, önemli olan ekrana gelebilecek darbelerde ne kadar dayanabileceği zaten. Yani günün sonunda elinizde düşmelere, darbelere karşı gayet dayanıklı bir telefon var. İnceleme boyunca anlattığımız diğer yanlarıyla da zaten gayet başarılı bir model olmuş. Fiyatı da 11.999 TL şeklinde. Bu anlamda uygun fiyatlı ve sağlam bir telefon satın almak isteyenler tercih edebilir.

Not: Bu incelemedeki ürün OPPO Türkiye tarafından tedarik edilmiştir.