Sanat dünyasının dijitaldeki yeni adresi açıldı

Pandemi döneminde değeri %22 düşen ve toparlanma turlarını sürdüren sanat dünyasının dijitaldeki yeni adresi belli oldu. 35 yılı aşkın tecrübesiyle profesyonel sanat malzemeleri konusunda Avrupa standartlarında hizmet veren marka, yeni internet sitesindeki bilgi kaynaklarının yanı sıra, özel sayfasıyla sanatçıların kendilerini diledikleri gibi tanıtmalarını sağlıyor.

Pandemi döneminde değeri %22 düşen ve toparlanma turlarını sürdüren sanat dünyasının dijitaldeki yeni adresi belli oldu. 35 yılı aşkın tecrübesiyle profesyonel sanat malzemeleri konusunda Avrupa standartlarında hizmet veren marka, yeni internet sitesindeki bilgi kaynaklarının yanı sıra, özel sayfasıyla sanatçıların kendilerini diledikleri gibi tanıtmalarını sağlıyor.

Pandemi döneminde değeri %22 düşen sanat piyasası, toparlanma turlarını sürdürüyor. Statista’nın verilerine göre küresel sanat piyasasının değeri 65 milyar dolara ulaşırken, sanatçıların birçoğu halen farklı zorluklarla mücadele ediyor. Bu kapsamda sanatçıların ve eser satanların %36’sı, ekonomik koşullara direnç göstermekte zorlandığı söylerken, koleksiyonerlerle ilişkilerini sürdürmek, çevrimiçi satışları artırmak ve coğrafi erişimi sağlamak gibi kaygılar da ilk beşte yer alıyor. 35 yılı aşkın tecrübesiyle profesyonel sanat malzemeleri konusunda Avrupa standartlarında hizmet veren Colorbox ise sanatçıları desteklemek ve sanat dünyasının dijitaldeki adresi olmak için harekete geçti. Kısa süre önce canlıya aldıkları yeni internet sitelerindeki bilgi kaynaklarının haricinde sanatçı sayfası oluşturan marka, böylece hem sanatçıların kendilerini diledikleri gibi tanıtmalarını sağlıyor hem de sanat tarihinde yer edinmiş farklı isimler ve sanat ürünleri hakkında bilgi edinmelerini mümkün kılıyor.

“Sanatçıların kendilerini diledikleri gibi ifade etmelerini sağlıyoruz”

Yeni atılımlarıyla birlikte sanatçıların kendilerini diledikleri gibi ifade etmelerine olanak tanıdıklarını söyleyen Colorbox Dijital Pazarlama Yöneticisi Zeynep Varak, konuya dair şu açıklamada bulundu:

“Dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte daha büyük kitlelere erişmek her ne kadar kolay olsa da, konu sanat gibi eleştirel düşünceye açık bir alan olunca diğer ticaret kolları gibi topluluk oluşturmak tam anlamıyla mümkün olmuyor. Biz de yeni sitemizde oluşturduğumuz ‘Sanatçılar’ sayfası ile sanatçıların kendilerini diledikleri gibi ifade etmelerini sağlıyoruz. Sanatseverlerin de farklı sanatçılar hakkında bilgi edinmesinin, merak ettikleri eserleri inceleyebilmesinin önünü açıyoruz. Eser satışı yapmak gibi ticari kaygılarımız yok. Yalnızca, sanatçıların kendilerine ait bir alana sahip olmalarını destekliyoruz.”

Hazırlık aşamasında yoğun bir danışman ve yazılım sürecinden geçtiklerini belirten Zeynep Varak, “Colorbox’ta bir sanatçının kendi profilini oluşturması için bazı basit adımları gerçekleştirmesi gerekiyor. Bunun ilk sırasında ‘Sanatçının Geçmişi’ ‘Sanatçının Eğitimi’ ve ‘Sanatçının Stili’ başlıkları altında iletmek istenilen bilgilerin doldurulması yer alıyor. Ardından 9 adete kadar eser görseli eklenebiliyor. Her hafta başvuruda bulunan sanatçıların ilettikleri bilgi ve görselleri, site şablonuna göre düzenleniyor ve e-postayla sanatçıların onayına sunuyoruz” şeklinde konuştu.

“Sanatçı sayfamız ile Doğu illerimizde çok sayıda kadın sanatçımızın olduğunu gördük”

“Türkiye’nin dört bir yanından gelen sanatçı sayfası taleplerine olabildiğince hızlı bir şekilde cevap vermek için elimizden geleni yapıyoruz” diyen Colorbox Dijital Pazarlama Yöneticisi Zeynep Varak, “Günümüzde sanatçılar, büyük emek vererek zor şartlarda çalışıyorlar. Ancak kendilerini duyurabilecekleri platformlar yok denecek kadar az. Colorbox.com.tr olarak biz de, dünyanın dört bir yanında ziyaretçisi olan bir siteyiz. Bu vesileyle sanatçıları hem Türkiye hem de global çapta duyurmak için güzel bir imkan yaratmak istedik. Şimdiden kayda değer bir gelişme elde ettik. Özellikle Doğu illerimizde çok sayıda kadın sanatçı olduğunu görmek, bu sanatçıları sanatçı sayfamızda paylaşmak bizleri oldukça mutlu etti” şeklinde konuşarak sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Sanatçıların aradıkları ürünlere her zaman en iyi şartlarda ulaşmaları için çaba gösteriyoruz. En kaliteli ve güzel ürünleri her zaman en uygun şartlarda temin ederek sunuyoruz. Sanatçıların her zaman yanında olduğumuzu hissettiriyoruz. Stokumuzda olmayan ürünleri de sanatçılarımız için buluyor ve ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Fenerbahçe, Teşvikiye, Kozyatağı mağazalarımızlarımızın yanı sıra, sitemizde yeni oluşturduğumuz sayfamızlarımızla da sınırlarımızı aşıyoruz. Profesyonel veya hobi amaçlı sanatla uğraşan herhangi biri, artık bilgilenme amaçlı bile sitemizi ziyaret edebiliyor. Örneğin, artık ürünlerimizin daha ayrıntılı keşfedilebilmesi için yeni kartelalar, bloglar, detaylı ürün özellikleri, teknik bilgiler, sık sorulan sorular ve büyük ürün tanıtım videoları gibi kaynaklarımız var. Gelecek dönemde topluluğumuzla birlikte biz de büyümeye ve gelişmeye devam edeceğiz.”

Milli Eğitim Bakanı Tekin: Etkin olarak medeniyet kurucusu ve geliştiricisi bilge nesiller hedefliyoruz

Bakan Tekin, Avrasya Bir Vakfının Cumartesi Konferansları’nda yaptığı konuşmasında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle toplumu ve ülkesini imar eden şahsiyetler yetiştirmeyi ahlaki bir sorumluluk olarak aldıklarını belirterek milli ve manevi değerlerimizi yücelten, koruyan, insani değerleri kucaklayan nesiller yetişmesini istediklerini dile getirdi.

Avrasya Bir Vakfı’nda düzenlenen Cumartesi Konferansları’na katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sunum eşliğinde Milli Eğitim Bakanlığının çalışmalarını anlattı.

Türkiye’de 1 milyon 200 bine yakın öğretmen olduğunu, bunların yaklaşık 18 milyon civarında öğrenciye hizmet verdiğini belirten Tekin, bunun büyük bir rakam olduğunu, aileler ve yakınlar düşünüldüğünde 85 milyon vatandaşın tamamının eğitimle ilgili haberleri ve gelişmeleri yakın takip ettiğini söyledi.

Tekin, görevdeki öğretmenlerin yaklaşık 800 bininin son 22 yılda atananlar olduğunu dile getirerek, “Bu yüzde 80’e yakın bir rakam yapıyor. Aynı şekilde yapılan dersliklerin sayısı yine bu 22 yılda 2 katından daha fazla artmış durumda. Aynı şekilde güçlendirme yapılan, yıkımı yapılan derslikleri de hesaba kattığımızda bu sayı yaklaşık 3 kata kadar, bu rakamın içerisinde özeller de var, çıkmış oluyor” diye konuştu.

Yurt dışında ve yurt içindeki birçok akademik toplantıya katıldıklarını anlatan Tekin, öğretmenlerle de konuşarak Türkiye’deki müfredatla ilgili eleştirileri topladıklarını aktardı.

Uluslararası raporlarda iki ana eleştiri olduğunu belirten Tekin, şöyle devam etti:

Diyorlar ki, birincisi, ‘Sizin müfredatınız 1980, 1990 yıllarında dünyada yaygın olarak yaygın olarak kullanılan ve bilgiye erişmede sıkıntı yaşayan çocuklara tek bilgi kaynağı okuldaki dersler ve ders kitapları. Siz hala aynı mantıkla devam ediyorsunuz. Eğitim sisteminizi bu açıdan revize etmeniz gerekiyor.’ Bu Türkiye ile ilgili raporların hemen hemen hepsinde var. Diyorlar ki, ‘Dünyada eğitim öğretim sistematiği bilgi vermek değil. Bilgiyi beceriye dönüştürmek üzerine odaklandı. Bu mantık artık terk edildi.’ İkinci eleştiri ise ‘Siz zorunlu eğitim çağını, yani bu 18 yaşına kadar muhatap olduğumuz kitleye sanki hayatın ilerleyen kısımlarında hiç eğitim öğretim alma seçeneği yokmuş gibi her şeyi burada vermeye çalışıyorsunuz.’ Bilgi vermeye odaklandığımız, beceriye dönüştürmeyi düşünmediğimiz için çocuklara sadece ezber bilgileri veriyoruz. Sonra unutuyor, ne işe yaradığını bilmiyor. Eğitim sistemimiz işlevsiz hale geliyor. Gereğinden fazla bilgi vermeye çalışıyoruz çocuğumuza. Bunu yaptığımız zaman çocuk başarısız oluyor, pedagojik anlamda. Öğretmen de ‘Yetiştiremiyoruz bu müfredatı.’ diyor. Öğretmen başarısız. Müfredat yetişmediği için okul başarısız, eğitim sistemi başarısız. Peki niye kendimize bu işkenceyi yapıyoruz?

Tekin, müfredatın revize edilmesi gerektiğine dair ellerinde çokça akademik çalışma biriktiğini vurgulayarak, çalışma yapmaya başladıklarını anlattı.

‘Etkin olarak medeniyet kurucusu ve geliştiricisi bilge nesiller hedefliyoruz’

Vatandaşın eğitim sisteminden beklentisinin Güney Kore’de, Fransa’da ve Singapur’daki bir vatandaşın beklentisinden farklı olduğunu dile getiren Tekin, şöyle konuştu:

Bizim yaptığımız üçüncü şey müfredatla ilgili. Kendi milli manevi değerlerimizi, ülkeyi, toplumu, milleti bir arada tutacak temel asgari müştereklerdeki temel değerlerimizin müfredatın içerisine yedirilmesini arzu ettik. Bu anlamdaki verilerden beslenen hem de kendi değerlerimizi yansıtan, kendimize özgü bir model oldu ve adına da Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli dedik. Öğrenci profili tanımlaması yaptık. Dedik ki, nasıl bir öğrenci istiyoruz? Yetkin ve erdemli insanı önceleyen bir öğrenci profili. Beceri odaklı ve becerileri tetikleyici bir eğitim sistematiği. Gündelik hayatla bağlantı kurma, sadeleştirilmiş içerik, her bir çocuğun farklı bir birey olduğu mantığından hareketle farklılaştırılmış bir eğitim öğretim süreci inşa etmeye çalıştık.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, müfredatı yüzde 35 oranında sadeleştirdiklerini aktararak, ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için iyiyi, doğruyu, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş, eleştirel düşünebilen, sorgulayan, araştıran, medeniyete uyum sağlayan değil etkin olarak medeniyet kurucusu ve geliştiricisi bilge nesiller hedeflediklerini kaydetti.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli‘nin temelinde insan olduğunu vurgulayan Tekin, şunları dile getirdi:

Hedefimiz iyi insan yetiştirmek. İnsanı zihinsel, duygusal, bedensel, sosyal ve manevi gelişim yönleriyle bir bütün olarak ele aldık. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle toplumu ve ülkesini imar eden şahsiyetler yetiştirmeyi ahlaki bir sorumluluk olarak, Bakanlık olarak üstümüze aldık. Milli ve manevi değerlerimizi yücelten, koruyan, insani değerleri kucaklayan nesiller yetişmesini istedik. En sonunda da medeniyetimizin üzerine inşa edildiği temel kavramlar olan aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim sahibi nesiller yetiştirmek için madde, mana, akıl, duygu, nefis, vicdan, insan toplum ve zaman mekan dengesini gözeten bir program oluşturmaya çaba sarf ettik.

Ezberleri Bozuyoruz: Tarihten Fiziğe Kadar Okulda Yanlış Öğrendiğimiz 8 Bilimsel Gerçek

Hepimiz okul sıralarında hayatımız boyunca gerekli olacak bazı bilgiler öğrendik ve belki de dünyayı anlama şeklimiz değişti. Peki, size öğrendiklerimizden bazılarının tamamen ya da kısmen yanlış olduğunu söylesek!

Çoğumuz bu bilgileri yanlış öğrendi ve yıllarca da o şekilde akıllarda kaldı. Bazı bilgileri ise bilim, zamanla çürüttü ama bizde eskileri kaldı.

Şimdi ezberleri bozma zamanı!

Beynimizin sadece %10’unu kullanıyoruz.

En popüler iddia ile başlayalım. O da tabii ki beynimizle alakalı. Bu bilgi o kadar popüler oldu ki filmlerde ve dizilerde bile denk gelebilirsiniz. Ancak işin aslı öyle değil.

Nörologlar, beyindeki neredeyse her bölgenin bir işlevi olduğunu ve beynimizin büyük bir kısmının sürekli aktif olduğunu kanıtladılar.

Beyin gücümüzü tamamıyla kullanmadığımız gibi bir algı olsa da gerçek şu ki beynimizin her kısmı belirli zamanlarda farklı fonksiyonlar için aktif.

Yani beynimizi sandığımızdan çok daha fazla kullanıyoruz!

Uzayda “sıfır yer çekimi” vardır.

Astronotların uzayda süzülüyor olmasından belki de bu algı güçlenmiş olabilir. Gerçek şu ki uzayda da yer çekimi var, sadece biraz daha zayıf.

Süzülen astronotlar aslında yer çekimsiz ortamda değil, mikro-yer çekimi altında hareket ediyorlar. Dünya’nın yer çekimi kuvvetinin çok zayıfladığı anlamına gelmekle beraber tamamen yok olması demek değil.

Astronotlar da bu yüzden Dünya etrafında yörüngede dönerken süzülüyormuş gibi görünürler. Bu yüzden de “Uzayda yer çekimi yok.” demek doğru bir ifade değil.

Maddenin üç hâli: katı, sıvı, gaz (Ama daha fazlası var!)

Okulda öğrendiğimiz bir diğer temel bilgi de maddenin üç farklı hâli olduğuydu: katı, sıvı ve gaz. Bu hâliyle doğru olsa da bu bilgi oldukça eksik. Bilim insanları, maddenin sadece bu üç hâlini değil, çok daha fazlasını keşfettiler.

“Plazma” hâli de maddenin dördüncü hâli olarak kabul ediliyor. Gaz hâlindeki maddelere yüksek enerji verildiğinde ortaya çıkıyor ve iyonize olmuş atomlardan oluşuyor.

Bose-Einstein yoğunlaşması ise maddeyi neredeyse mutlak sıfır sıcaklığına kadar soğuttuğumuzda ortaya çıkıyor ve atomlar neredeyse tamamen hareketsiz hâle gelerek tuhaf kuantum özellikler gösteriyorlar.

İnsanların farklı dillerde farklı tat tomurcukları vardır.

Dil deyince aklınıza hemen bir görsel geliyor değil mi, tat tomurcuklarının konumlandırıldığı hani o dilin bölgeleri? Buna göre de dilimizin belirli kısımlarının sadece tatlı veya ekşi gibi farklı tatları algıladığına inandık.

Gerçek şu ki tat tomurcukları dilin her bölgesinde bulunuyor ve bu tomurcuklar, tatlıdan tuzluya kadar tüm tatları algılayabiliyor.

Yarasalar kördür.

Karanlıkta uçmaları belki de bu yanılgıya yol açtı ancak bir diğer gerçek de yarasaların kör değil, hatta birçok türü oldukça iyi görebiliyor.

Yarasaların görme yeteneği yanında çok gelişmiş bir diğer özellikleri de ekolokasyon kullanmaları. Yarasalar, çıkardıkları seslerin yankılarını dinleyerek yönlerini buluyor ve avlarını tespit ediyor.

Aslında yarasalar bırakın kör olmayı bunun da ötesinde inanılmaz bir radar yeteneğine sahip.

Ses uzayda yayılmaz.

Sesin yayılması için ne öğrendik? Ses bir dalgadır ve yayılmak için hava, su gibi ortam gerekiyor. Bu nedenle de “Uzayda ses yayılmaz.” bilgisi doğru kabul edildi. Ancak bu bilgi, tam anlamıyla doğru değil çünkü ses uzayda tamamen yok olmuyor.

Uzayda çok düşük yoğunluklu da olsa bazı gaz molekülleri ve plazma parçacıkları bulunuyor. Bu ortam da aslında ses dalgalarının çok düşük frekanslarda ve uzun mesafelerde yayılmasını mümkün kılıyor.

Ses uzayda yayılabilir fakat Dünya’daki gibi duyulabilecek yoğunlukta değil ve özel koşullarda mümkün oluyor.

Balıkların hafızası sadece 3 saniyedir.

“Bu da mı yanlış?” Üzgünüz ama bu da yanlış. Hep özellikle akvaryum balıklarının hafızasının 3 saniye olduğunu düşündük. Ancak bilimsel araştırmalar, balıkların aslında oldukça iyi bir hafızaya sahip olduğunu gösteriyor.

Balıklar, yiyecek kaynaklarını haftalarca belki aylarca hatırlayabiliyor ve belli bir süre boyunca görevleri öğrenebiliyor. Bu da balıkların hafızalarının birkaç saniye ile sınırlı olmadığını, aslında gelişmiş bir öğrenme ve hatırlama kapasitesine sahip olduklarını gösteriyor.

Detaylı bilgi için bu içeriğimizi de inceleyebilirsiniz.

Piramitleri köleler inşa etti.

Bir de tarihten bir bilgi verelim. Mısır piramitlerinin köleler tarafından yapıldığı öğretilse de arkeolojik bulgular, bu iddianın doğru olmadığını gösteriyor.

1990’larda yapılan kazılarda, piramitlerin inşasında çalışan işçilerin mezarları keşfedildi ve bu işçilerin iyi beslendiği, hatta tıpkı günümüzdeki gibi maaş aldıkları ortaya çıktı.

Ayrıca bu işçiler büyük bir onurla çalışıyorlardı ve yaptıkları işten gurur duyuyorlardı. Yani piramitler köleler tarafından değil, yetenekli ve saygın işçiler tarafından inşa edildi.

Bilim gelişiyor, biz de öyle!

Bilimsel bilgilerin zamanla gelişeceğini ve yeni buluşların eski doğruları çürütebileceğini unutmayalım. Bu yüzden de her zaman öğrendiklerimizi sorgulamak ve yeni bilgileri takip etmek gerekiyor.

Kaynaklar: IFL Science, Arizona State University, Arkeofili, Nevada Today, NASA, McGovern Enstitüsü

Yanlış bilinen diğer bilgiler:

İmplant Tedavisi Ne Kadar Sürer? İmplant’ın Safhaları

Için bilgi mi arıyorsunuz? İmplant Tedavisi Ne Kadar Sürer? İmplant’ın Safhaları makalesine göz atın ve hakkında daha fazla bilgi edinin

Tedavi yaptırmak isteyen kişiler, tedaviye başlamadan önce süreç hakkında bilgi almak isteyecektir. Özellikle gerçekleştirilen tedavinin ne kadar süreceği önemlidir. Bunun için doktorunuzdan net bilgi alabilirsiniz. Çünkü kişinin durumu, tedavi sürecinin ne kadar uzayacağı ya da iyileşmesinin ne zaman gerçekleşecek olduğu gibi hususları belirliyor.

Tedavinin tamamlanması, kişinin komple mi yoksa tek diş için mi implant yaptırdığı ile de alakalıdır. Tek diş için uygulanan bu yöntemin çok daha kısa süre içinde tamamlanacağını bilmelisiniz. Aldığınız bilgiler üzerinden direkt olarak sizin için gerekli olan tedaviye göre süreyi tahmin edebilirsiniz.

İmplant tedavisi ne kadar sürer sorusuna yanıt olarak, direkt tedavinin boyutuna göre değişir şeklinde bir cevap verilebilir. Baktığınızda tedavinin komple yapılması durumunda iyileşme sürecinin ve yapım aşamasının daha uzun süreceğini göreceksiniz.

Türkiye’de Diş Yaptırma, İstanbul’da Diş Yaptırma,

Sağlıklı olmak adına atacağınız adım diş yaptırma olabilir. Dişlerinizin sağlığa kavuşması, işlevsel özelliklerine kavuşması bu şekilde olacaktır.

İmplant ile Diş Yaptırma

Diş yaptırma yöntemlerimden biri implanttır. İmplant ile diş yaptırma söz konusu olduğunda, direkt olarak doktorunuzun muayenesine göre hareket etmeniz gerektiğini unutmamalısınız. Doktorunuzun çekmiş olduğu film üzerinden, bu yöntemin uygulanması için kemik yapsının uygun olup olmadığı konusunda bilgi verilmektedir. Diş yaptırmak isteyen kişiler, implant yöntemi hakkında bilgi alarak dişlerini yaptırabilirsiniz.

İmplant Tedavisi

Dişlerimi tedavi ettirmek istiyorum diyen bir kişi implant tedavisi hakkında bilgi alabilir. Eksik dişleriniz için geliştirilmiş olan bir tedavi yöntemidir.

İmplant Tedavisinde Süreç

Tedavi görecek kişiler implant tedavisinde süreç hakkında da bilgi almak isteyebilir. Bu durumda direkt olarak muayene sırasında doktorunuzdan da bilgi alabilecek olduğunuzu bilmelisiniz. Tedavinin gerçekleşmesinde tek bir dişin implant olması ya da komple implant yapılması söz konusu olabilir. Yapılan uygulamaya göre de elbette iyileşme sürecinin hızlanması ya da daha uzun sürmesi söz konusu olabilir.

Oltaya takılırsanız, yapmanız gereken ilk 10 şey

Kimlik avı e-postaları, insanların kişisel verilerini çalmak ve cihazlarına kötü amaçlı yazılım yerleştirmek isteyen suçluların kullandığı bir yöntem. Her yıl yüz binlerce insanın başına gelen bu dolandırıcılık yöntemine maruz kalanların sayısı …

Kimlik avı e-postaları, insanların kişisel verilerini çalmak ve cihazlarına kötü amaçlı yazılım yerleştirmek isteyen suçluların kullandığı bir yöntem. Her yıl yüz binlerce insanın başına gelen bu dolandırıcılık yöntemine maruz kalanların sayısı giderek artıyor. ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban, yaygınlaşan bu tehdide karşı önerilerde bulundu, daha kötü sonuçlara ulaşmadan yapılması gerekenleri sıraladı.

Yazım ve dil bilgisi hataları, acil veya korku hissi veren bir dil ve bağlam eksikliği gibi özellikler kimlik avı saldırılarının ortak ipuçlarıdır. Bu tür saldırıları gerçekleştirenler, hedeflerinin geçmiş iletişim kayıtlarını sabırla ve titizlikle inceleyerek planlama yaptıkları için çok inandırıcı görünür ve başarılı olurlar. Dolandırıcıların büyük ölçekli dolandırıcılık girişimlerinde en sık kullandığı yöntemlerden biri de güncel olaylardan faydalanmaktır. Ücretsiz COVID-19 testi yapılıyor gibi görünen bir e-posta ya da kredi kartı aidatlarının geri alınabileceğine ilişkin bir bildirim aslında kurbanların kişisel bilgilerini sahte bir form aracılığıyla elde etmenin bir yolu olarak planlanmış olabilir.

Herhangi ek bir bilgi vermeyin:

Cihazınızın internet bağlantısını kesin:

Bazı kimlik avı saldırılarında, dolandırıcılara bilgisayarınıza, cep telefonunuza veya başka bir cihazınıza erişim izni vermiş olabilirsiniz. Kötü amaçlı yazılım içerebilir, sizin ve cihazınız hakkında bilgi toplayabilir veya cihazın uzaktan kontrolünü ele geçirebilirler. Zarar görmeyi engellemek için hızlı hareket etmek şarttır. Tehlikeye giren cihazın internet bağlantısını keserek başlayın. Kablolu bağlantıya sahip bir bilgisayar kullanıyorsanız, internet kablosunu bilgisayarınızdan çıkarmanız yeterlidir. Wi-Fi üzerinden bağlıysanız, cihazın ayarlarından bağlantıyı kesmeniz veya cep telefonunuzdaki ‘uçak modu‘ özelliğini açmanız gerekir.

Verilerinizi yedekleyin:

İnternet bağlantısını kesmek, kötü amaçlı yazılım sunucusuna daha fazla veri gönderilmesini önleyecektir ancak verileriniz hala tehlike altındadır. Başta fotoğraf ve video gibi kişisel veriler olmak üzere hassas belgeler, yüksek değerli dosyalarınızı yedeklemelisiniz. Ancak verileriniz kötü amaçlı yazılım tarafından çoktan ele geçirilmiş olabileceğinden yedekleme riskli olabilir. Çünkü muhtemelen son çektiğiniz fotoğraflarınızla birlikte kötü amaçlı yazılımı da yedeklemiş olacaksınız. Bunun yerine, dosyalarınızı düzenli olarak ve önceden yedeklemelisiniz. Kötü amaçlı yazılım cihazınızı ele geçirirse, verilerinizi harici bir sabit sürücüden, USB bellekten veya bir bulut depolama hizmetinden kurtarabilirsiniz.

Kötü amaçlı yazılım ve diğer tehditler için bir tarama yapın:

Cihazınızı yeniden internete bağlamadan güvenilir bir sağlayıcının anti-virüs yazılımını kullanarak cihazınızı tam bir taramadan geçirin. Mümkünse ESET‘in Ücretsiz Çevrimiçi Tarayıcısı gibi bir tarayıcı kullanarak ikinci bir tarama daha yapın. Tarayıcıyı bilgisayara ya da USB hard disk gibi ayrı bir cihaza indirin. Böylece sonrasında ele geçirilen bilgisayara bunu takabilir ve yazılımı buradan yükleyebilirsiniz. Tarama sırasında cihazı kullanmayın ve sonucu bekleyin. Tarayıcı şüpheli dosyalar tespit ederse bunları kaldırmak için talimatları izleyin. Tarama işlemi herhangi bir potansiyel risk bulmazsa ancak hala şüpheleriniz varsa güvenlik sağlayıcınızla iletişime geçin. Ayrıca hala çok katmanlı, kimlik avı önleme özelliklerine sahip kötü amaçlı yazılımdan koruma programı kullanmıyorsanız, hemen bir tane edinin!

Fabrika ayarlarına dönmeyi düşünün:

Fabrika ayarlarına dönme, yüklü tüm uygulamaları ve dosyaları kaldırarak telefonu ilk haline getirmek anlamına gelir. Bazı kötü amaçlı yazılım türleri tam sıfırlamadan sonra bile cihazınızda kalabilir fakat mobil cihazınızı veya bilgisayarınızı sıfırlamanın tehdidi başarıyla ortadan kaldırma ihtimali vardır. Fabrika ayarlarına dönme işleminin geri alınamadığını ve yerel olarak depolanan tüm verileri sileceğini unutmayın. Düzenli yedekleme yapmanın önemi kesinlikle unutulmamalıdır.

Parolalarınızı değiştirin:

Kimlik avı e-postaları sizi kimlik numaralarınızı, banka ve kredi kartı bilgilerinizi veya oturum açma bilgileri gibi hassas verilerinizi paylaşmaya yönlendirebilir. Dolandırıcı sizi yakaladığında mümkün olan en çok bilgiyi almaya çalışacaktır. Siz bilgilerinizi vermeseniz bile cihazınıza kötü amaçlı yazılım yüklendiğinde bu bilgilere ulaşabilirler. Bu durumda olduğunuzu düşünüyorsanız, özellikle de kimlik avı e-postaları sizden oturum açmanızı istiyorsa (örneğin LinkedIn temalı bir dolandırıcılık gibi) oturum açma bilgilerinizi derhal değiştirmelisiniz; aynı parolayı e-posta, çevrimiçi bankacılık ve/veya sosyal medya gibi çeşitli hesaplarda da kullanıyorsanız daha dikkatli olmalısınız. Bu tür durumlar, her farklı çevrimiçi hizmet için farklı bir kullanıcı adı ve parola oluşturmanın önemini vurgulamaktadır. Çeşitli hesaplarda aynı kimlik bilgilerini kullanmak, saldırganların kişisel verilerinizi veya paranızı çalmasını çok daha kolay hale getirir.

Bankalar, yetkililer ve hizmet sağlayıcılarla iletişime geçin:

Banka, kredi kartı bilgilerinizi veya kartlarınıza erişimi olan bir web sitesinin giriş bilgilerini girdiyseniz, hemen bankanızı bilgilendirin. Dolandırıcılığı önlemek için kartınızı bloke ederek veya dondurarak herhangi bir mali kaybı önleyebilir veya en aza indirebilirsiniz. Başka insanların da bu dolandırıcılığa uğramaması için yetkililerle irtibata geçmeniz doğru olacaktır.

Yapılan değişiklikleri tespit edin:

Cihazlarınızdan veya hesaplarınızdan birine girmeyi başaran suçlular, mümkün olduğunca uzun süre orada bulunmaya çalışabilirler. Giriş bilgilerini, e-posta adreslerini, telefon numaralarını veya hesabınıza erişimlerini sürdürmelerine yardımcı olabilecek her şeyi değiştirebilirler. Sosyal medya hesaplarınızdaki faaliyetlerinizi, banka bilgilerinizi ve çevrimiçi alışveriş sitelerindeki sipariş geçmişinizi inceleyin. Örneğin yanlış, bilinmeyen veya onaylanmamış herhangi bir ödeme görürseniz bunu bildirin, giriş bilgilerinizi değiştirin ve para iadesi isteyin.

Tanımadığınız cihazlar olup olmadığını kontrol edin:

Bilgisayar korsanları hesap bilgilerinizi çaldıysa büyük olasılıkla kendi cihazlarından giriş yapmaya çalışacaklardır. Çoğu sosyal medya platformu, gizlilik ayarları altında mevcut giriş oturumlarınızın kaydını tutar. Bunu kontrol edin ve bilinmeyen cihazları oturumu kapatmaya zorlayın.

Arkadaşlarınızı, bağlantılarınızı, hizmet sağlayıcılarınızı ve işvereninizi bilgilendirin:

Dolandırıcılar bazen kimlik avı bağlantıları veya spam yaymak için ele geçirilen hesaptaki kişi listesini kullanır. Bu konuda dikkatli olun ve başkalarının da aynı dolandırıcılığa maruz kalmasını önlemek için gerekli önlemleri alın. Eğer siber saldırı iş hesaplarınızda veya işvereniniz tarafından verilen cihazlarda meydana geldiyse şirketinizin siber olaylarla başa çıkma kurallarına uyun ve durumu derhal yöneticinize ve BT departmanına bildirin. Outlook veya Gmail gibi yaygın e-posta hizmetleri de kimlik avı e-postalarını doğrudan gelen kutunuzdan bildirebileceğiniz araçlar sunar.

Oltaya yakalanmak ve bu bağlantılara tıklamak sizi utandırabilir, endişelendirebilir ancak bu tür tehditler her geçen gün daha da yaygınlaşıy
or. Ne yazık ki kimlik avı saldırıları her yıl yüz binlerce insanın başına geliyor ve bu sayı giderek artıyor. Sakin kalarak yukarıdaki ipuçlarından faydalanırsanız, karşılaşabileceğiniz tehditlerden bir adım önde olursunuz.