Ünlü Bilgisayar Markalarının Bilgisayar Üretmeden Önce Ne Yaptıklarını Öğrenince Biraz Şaşırabilirsiniz!

Hepimizin yakından tanıdığı bilgisayar markaları, bir zamanlar bilgisayar dışında çok farklı şekilde sektöre adım atmışlardı.

Onların bu ilginç başlangıçları, hiç beklemedikleri serüvene de kapı aralamış oldu.

Hepsini de bilgisayar modelleri ile tanısak da aslında onlar, bugünkünden çok farklı üretimler gerçekleştirdiler.

En ilginci ile listeye başlayalım: Samsung.

1938’de Güney Kore’de kurulan Samsung, başta bir gıda ve balık ihracatçısı olarak sektöre adım attı. Daha sonra şeker, tekstil ve sigorta gibi birçok farklı sektöre girdi. 1960’larda ise elektronik sektörüne adım atarak televizyon, buzdolabı ve diğer ev aletlerini üretmeye başladı.

Bilgisayar üretimi ise 1980’lerde başladı. Bugün bilgisayar çipleri, bellek ürünleri ve dizüstü bilgisayarlar üretiyor.

Sony’i elektronik bir marka olarak bilsek de kendisi bir zamanlar radyo tamiri yapıyordu.

1946’da kurulan Sony, başlangıçta elektronik test ekipmanları ve radyo tamiri yapıyordu. Şirketin ilk ürünü ise ilginçtir ki pirinç pişirme makinesiydi. Daha sonra ünlü marka, manyetofonlar, radyolar ve Walkman gibi devrim yaratan ses cihazlarıyla tanındı.

1990’larda ise hafızalara kazınan meşhur VAIO markası altında dizüstü bilgisayar üretmeye başladı.

Bilgisayar deyince akla ilk gelen Microsoft, programlama dili derliyordu.

1975’te kurulan Microsoft’un ilk yaptığı şey bir BASIC programlama dili derlemekti. Bilgisayarlar zaten ortaya çıkmıştı, ancak Microsoft bu dönemde donanım üretmiyordu. Şirketin odağı, yazılım geliştirmekti.

2000’li yıllarda ise Surface serisiyle bilgisayar üretimine başladı.

Ünlü bilgisayar markalarından birisi olan HP de test ekipmanları üreten bir şirketti.

HP, 1939’da elektronik test ekipmanları üreten bir şirket olarak kuruldu. İlk ürünlerinden biri de ses frekanslarını ölçen bir osilatördü ve bu cihaz, Walt Disney tarafından “Fantasia” filmindeki ses düzenlemeleri için kullanılmıştı.

1966’da ise HP, ilk mini bilgisayarını (HP 2116A) piyasaya sürdü ve daha sonra masaüstü bilgisayar ve yazıcı üretimine adım attı.

Bilgisayardan çok uzak bir yerde olan IBM, tartı bile satmıştı.

1911 yılında kurulan IBM, ilk olarak ticari zaman saatleri, tartı makineleri ve delikli kart tabanlı veri işleme makineleri üretti. O dönemde IBM’in en ünlü ürünü, delikli kart sistemleri ile veri işlemekti. Özellikle devlet ve büyük şirketler için veri işleme sistemleri sağlıyorlardı.

Şirket, 1950’lerde dijital bilgisayar üretimine başladı.

Sektöre uzak olmasa da Lenovo’nun da başlangıçta bilgisayar ürettiğini söylemek güç olur.

Lenovo, 1984 yılında Çin’de kurulmuştu. Şirketin başlarda amacı teknoloji ve bilgisayar distribütörlüğü yapmaktı. Başlangıçta IBM ve diğer büyük markaların bilgisayarlarını satarak işe başladılar.

2005 yılında ise IBM’in kişisel bilgisayar bölümünü satın alarak uluslararası alanda büyük bir bilgisayar üreticisi oldu.

Başta bilgisayar üretimi yapmayan bir diğer şirket de Asus.

1989’da Tayvan’da kurulan Asus, başlangıçta anakartlar ve bilgisayar bileşenleri üretimi yapıyordu. Şirket, bilgisayar teknolojisinin temel parçaları olan anakart, grafik kartı gibi ürünlerle sektöre adım attı.

2000’lere gelince de kendi markası altında dizüstü bilgisayar ve tabletler üreterek sektöre adım atanlar arasında yerini aldı.

Sürpriz sonlu: Toshiba, telgraf ekipmanları üretiyordu.

1875 yılında kurulan Toshiba, ilk başlarda telgraf ekipmanları üreten bir şirketti. Şirket, zamanla elektrikli ürünlere ve ev aletlerine odaklansa da 1980’lerde bilgisayar pazarına adım attı.

Günümüzde öncü konumunda olan bilgisayar markaları, aslında sektöre çok farklı şekilde adım attılar. Hepsinin de bugünkü başarısı ise su götürmez bir gerçek. Peki siz en çok hangisine şaşırdınız?

Kaynaklar: Computer History, İTÜ

Halka Kaliteli ve Ucuz Gıda Satmak Gibi Güzel Bir Amaca Hizmet Eden Tansaş, Neden Bir Anda Ortadan Kayboldu?

İzmir’de halkın ucuz ve kaliteli gıda ürünlerine erişimini kolaylaştırmak amacıyla yola çıkan Tansaş, zamanla büyüyerek geniş bir market zincirine dönüşmeyi başarmıştı. Peki ne oldu da Tansaş sessizce aramızdan ayrıldı? Haydi anlatalım.

Tansaş’ın ilk adımları, İzmir Belediyesi tarafından 1973 yılında oluşturulan ve tanzim satış modeline dayanan bir halk projesiyle atıldı.

Amaç ise temel ihtiyaçların direkt olarak üreticiden halka ulaşmasını sağlamaktı.

Oldukça iyi bir amaca hizmet eden Tansaş, ilk mağazasını 1976’da İzmir Konak’ta açtı ve hızla büyüyerek bir perakende devine dönüştü.

1986 yılındaysa anonim şirket statüsü kazandı ve 1996’da da hisselerinin bir kısmını halka arz etti.

Ancak bu büyüme, şirketin ticari yapısının değişmesine de zemin hazırlamıştı.

90’lı yılların sonunda Tansaş’ın, belediyenin mali sorunlarını çözmek amacıyla özel bir şirkete satılması gündeme gelmişti.

Amacı halka kaliteli ve ucuz ihtiyaç malzemeleri satmak olan Tansaş’ın satılması pek çok çevrede tepki toplamıştı.

Hatta, o yıllarda dönemin eski belediye başkanının Tansaş’ın satışına itiraz ettiği ve satışın oldukça olaylı bir süreç içerisinde gerçekleştiği de biliniyor.

Ancak tüm tepkilere rağmen 1999’da Doğuş Grubu’na satılan Tansaş’ın, sosyal sorumluluk temelli yaklaşımının yerini ticari bir yaklaşım aldı.

Yani herkesin bildiği o Tansaş, artık İzmir’in yerel marketi olmaktan çıkıp dev bir şirketin parçası hâline gelmişti…

İlk başta çok dramatik bir değişim olmadı. Ancak perde arkasında büyük değişikliklerin adımları atılmıştı.

Tansaş, halk için ucuz ürün sağlama misyonundan gitgide uzaklaşmaya başlamıştı.

Doğuş Grubu, bir şirket olarak doğal olarak kâr etmeyi hedefliyordu.

Bu sebeple, fiyat politikaları, işletme yapısı ve büyüme stratejileri tamamen ticari bir bakış açısına göre yeniden düzenlendi ve Tansaş tamamen ticari bir markaya dönüştü.

Artık tamamen ticarileşen Tansaş, 2008 yılında gelindiğinde Türkiye genelinde toplan 252 mağazaya sahipti.

Kuruluşundan bu yana büyümüş olan Tansaş 2002 yılında farklı market zincirlerini de bünyesine katmış olsa da 2008 yılında Migros tarafından satın alındı.

Migros büyümek ve Türkiye’de daha geniş bir pazara hitap etme amacıyla Tansaş’ın %78 hissesini satın alsa da ilk etapta Tansaş ismini değiştirmedi.

Ancak 2016 yılında gelindiğinde tüm Tansaş’lar Migros’a dönüştü ve Tansaş böylelikle aramızdan sesiz sedasız ayrıldı…

Kaynak: Kadir Kuru

2024’ün kabusu, şimdi de Samsung çalışanlarını vuracak

Samsung’da büyük bir işten çıkarma dalgası yolda olabilir. Yeni haberlere bakılırsa Koreli dev, özellikle idari personel sayısında önemli bir azaltmaya gitmeyi planlıyor.

2024 yılında büyük işten çıkarma dalgalarıyla işgücünü azaltan şirketlerin arasına Samsung Electronics de katılıyor olabilir. Reuters’in ismi açıklanmayan kaynaklara dayandırdığı habere göre Samsung, dünya çapında satış ve pazarlama işini yüzde 15 oranında azaltacak ve dünya çapında idari personelini de yüzde 30’a kadar azaltmayı planlıyor.

Ayrıca Reuters’in görüştüğü kaynaklar, işten çıkarmaların 2024’ün sonuna kadar yapılacağını da söylüyor. Şu anda, Samsung’un işten çıkarma kararından kaç çalışanının etkileneceğine dair net bir bilgi bulunmuyor.

Samsung’un konu hakkında yayınladığı açıklamaya göre, operasyonlarındaki “iş gücü ayarlamaları” şirket için rutin bir durum. Ayrıca şirket, bu ayarlamalar için belirli bir iş hedefi olmadığını ve bunların Samsung’un üretim ekibinin hiçbir üyesini etkilemeyeceğini de açıklamaya ekledi.

Reuters’in haberine göre, 2023’ün sonunda Samsung’un 147.000’i yurtdışında olmak üzere 267.800 çalışanı vardı. Habere göre satış ve pazarlama personeli 25.100 kişiden oluşuyordu ve diğer 27.800 çalışan üretim ve imalat dışındaki alanlarda çalışıyordu.

Ortaya çıkan doğrulanmamış söylentiler, Samsung’un yakın gelecekte Galaxy Z Fold 6’nın özel bir sürümüyle birlikte bütçe dostu Galaxy S24 FE akıllı telefonunu piyasaya süreceğini iddia ediyor. Şirketin çok yakında Galaxy Tab S10 serisi tabletlerini piyasaya süreceğine dair haberler de ortaya çıktı. 2025’in başlarında piyasaya sürülebilecek Samsung Galaxy S25 serisi akıllı telefonları hakkında da bazı sızıntılar ve söylentiler bulunuyor ve şirketin uzun zamandır beklenen Samsung karma gerçeklik başlığı üzerinde çalıştığına dair haberler de yayılmaya devam ediyor.

Çinli BYD dünyanın 1 numarası oldu

BYD, çalışan sayısı açısından dünyanın en büyük otomotiv şirketi haline geldi. Sadece Ar-Ge ekibinde 110 bin kişi çalışıyor.

BYD’yi çalışan sayısı bakımından dünyanın en büyük otomobil üreticisi yapıyor.
BYD çalışan sayısı 900 bini geçti.

Geçtiğimiz yıl yaklaşık 200 bin yeni çalışan istihdam eden BYD, bu büyümenin önemli bir kısmını son iki yılda işe aldığı 50 bin üniversite mezunuyla sağladı.

Şirket; batarya teknolojisi, akıllı sürüş sistemleri ve otomobil teknolojileri gibi alanlara Ar-Ge yatırımları yaptığını ifade etti.

Şirket ayrıca Avrupa’da iddialı hedeflere sahip. BYD Avrupa CEO’su Michael Shu, bu yılın başlarında Macaristan’daki fabrikanın açılışından önce Avrupa elektrikli araç pazarının yüzde 5’ini hedeflediklerini açıklamıştı.

BYD, son yıllarda gerçekleştirdiği büyüme stratejisiyle dikkat çekmeye devam ediyor. BYD toplam çalışan sayısı 900 bini aşarken, bunların 110 binden fazlası araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) departmanında görev alıyor.

BYD SATIŞLARI REKORA KOŞUYOR

BYD otomobil satışları ilk dokuz ayda 1 milyonu aştı. Şirketin hibrit ve elektrikli otomobilleri yeni rekora koşuyor.

Karşılaştırma yapmak gerekirse Volkswagen’in dünya çapında 700 bine yakın çalışanı bulunuyor. Hemen arkasında ise 400 bin çalışan ile Toyota Motor yer alıyor. BYD ise bir yılda kazandığı 200 bin çalışanla tüm zamanların en büyük şirketlerinden biri haline geldi.

BYD sadece Ağustos ayında 373 bin 82 hibrit ve elektrikli otomobil satışı gerçekleştirdiğini açıkladı. Buna göre Temmuz ayında kırılan bir önceki rekoru geride bırakmış oldu. Plug-in hibrit araç satışları Ağustos’ta 222 bin adedin üzerine çıkarak şirket için art arda altıncı rekor anlamına geliyor.

patronlardunyasi.com

Polaris’ten Mısır’a 120 milyon dolarlık yatırım planı

Polaris, MIsır’da 2,6 milyon metrekarelik bir geliştirme projesi yapmayı planlıyor. Yeni yatırım için 120 milyon dolarlık bütçe öngörülüyor. 

Polaris Uluslararası Endüstriyel Parklar Şirketi, ekim ayında 2.6 milyon metrekarelik bir geliştirme projesi gerçekleştirmek üzere Yeni Kentsel Topluluklar Kurumu ile işbirliği yaparak yaklaşık 120 milyon dolarlık yeni yatırım yapmayı planlıyor.

Bu girişim Yatırım ve Dış Ticaret Bakanı Hassan El-Khatib tarafından şirket heyetiyle yapılan görüşmeler sırasında duyuruldu

El-Khatib, şirketin Mısır’da toplam 4.5 milyar dolarlık yatırımı başarıyla hayata geçirerek 65 bin kişiye iş imkanı sağladığının altını çizdi.

Toplantıda ayrıca Yatırım ve Dış Ticaret Bakanlığı ile şirket arasındaki işbirliğini güçlendirmeye yönelik stratejiler ele alındı ve eylül ayında Mısır-Türkiye İş Konseyi toplantısının yanı sıra Türkiye’ye bir tanıtım gezisi düzenlenmesi de görüşüldü.

El-Khatib, bu tanıtım kampanyasının Mısır’ın yatırım ortamını sergilemeyi ve Mısır pazarına ilave Türk yatırımları çekmeyi amaçladığını vurguladı.

Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Özkan, Polaris’in 2007 yılında Mısır’da kurulduğunu ve şu anda 10 Ramazan, 6 Ekim ve Sadat şehirlerinde 7 milyon metrekarelik 12 projeden oluşan çeşitli bir yatırım portföyünü yönettiğini belirtti.

Polaris, Misır’da 2,6 milyon metrekarelik bir geliştirme projesi yapmayı planlıyor. Yeni yatırım için 120 milyon dolarlık bütçe öngörülüyor.

patronlardunyasi.com

Bitcoin Devi Almaya Devam Ediyor: Fiyat Beklentileri ne?

MicroStrategy’nin CEO’su Michael Saylor, şirketin bu Temmuz ayında 11,4 milyon dolar karşılığında 169 Bitcoin daha satın aldığını duyurdu.

Virginia merkezli iş zekası firması MicroStrategy’nin devasa Bitcoin varlıkları 226.500 BTC’ye yükseldi. Bu arada, ünlü kripto analisti PlanB, Bitcoin piyasa analizini yeni bilgiler ve güncellenmiş grafiklerle tekrar ortaya koydu.

MicroStrategy, Bitcoin varlıklarını artırmaya devam ediyor

MicroStrategy’nin CEO’su Michael Saylor, şirketin bu Temmuz ayında 11,4 milyon dolar karşılığında 169 BTC daha satın aldığını duyurdu. MicroStrategy büyük bir farkla Bitcoin’in en büyük kurumsal sahibi konumunda. Bitcoin Treasuries tarafından sağlanan verilere göre, Bitcoin varlıklarının mevcut değeri 14,5 milyar doları aştı. Büyük bir Bitcoin madencilik şirketi olan Marathon Digital, 1,29 milyar dolar değerinde BTC ile çok uzak bir ikinci sırada yer alıyor.

https://twitter.com/saylor/status/1819102944744161537

Saylor, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Bitcoin stratejisinin en iyi strateji olduğunu vurgulayarak şirket hisselerinin etkileyici performansına dikkat çekti. Ağustos 2020’de stratejinin benimsenmesinden bu yana, hisse senedi %1.206 gibi etkileyici bir artış gösterdi. Karşılaştırma yapmak gerekirse, teknoloji ağırlıklı Nasdaq 100 aynı dönemde yalnızca %60’lık bir artış gösterdi. Yılın ikinci çeyreğinde şirket, kripto para birimiyle ilgili değer düşüklüğü ücretleri nedeniyle 102,6 milyon dolar zarar bildirdi. MicroStrategy bir önceki çeyrekte de 115,2 milyon dolar net zarar bildirmişti.

MicroStrategy’nin Bitcoin oyun kitabı örnek alınıyor!

MicroStrategy’nin BTC ile ilgilenen geleneksel firmalar için en iyi rol model olması dikkat çekici. Bu şirketlerden birkaçı, kendi BTC stratejilerini oluşturmak için firmanın Bitcoin oyun kitabından bir ya da iki politika benimsediklerini itiraf etti. Kısa bir süre önce “Bitcoin for Corporation”a katılan Metaplanet, BTC birikimini birkaç ay önce başlatan bu tür şirketlerden biri.

Japon yatırım firması, Bitcoin biriktirmeye başlamasından sadece dört ay sonra, daha fazla satın alma planıyla 225 BTC’den fazlasını satın aldığını doğruladı. Bu firmaların BTC’ye sahip olma arzusu, kripto paraya duydukları güvenden kaynaklanıyor. Bunda büyük ölçüde Bitcoin’in merkezi olmayan yapısı, bir değer deposu olarak kapasitesi ve algılanan uzun vadeli sürdürülebilirliği etkili oluyor. Firmaların büyük bir kısmı enflasyona karşı bir koruma olarak Bitcoin’e yöneliyor. Bu nedenle, BTC’yi stratejik bir rezerv varlık olarak tutmaya başlıyorlar. Çoğu zaman BTC, beklentileriyle ilgili olarak altınla karşılaştırılıyor. Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere, usta analist Peter Brandt kısa süre önce Bitcoin ve Altın anlatısına ağırlık verdi.

Boğa koşusu mu geliyor? PlanB, projeksiyonunu açıklıyor!

PlanB, Bitcoin’in fiyatını stok-akış oranına göre izlemek için logaritmik bir ölçek kullanan ünlü Stok-Akış (S2F) modelini yeniden ziyaret ediyor. Model, her yarılanma olayının ardından önemli fiyat sıçramaları gösteriyor, ancak 2020-2024 arasındaki gibi son döngüler önceki beklentileri karşılamadı. Sonuç olarak, BTC fiyatları üzerindeki satış baskısını hafifletebilecek başka bir Bitcoin madenci teslimiyeti öngörmüyor. Modelin 2021’de 100.000 dolar seviyesine ulaşamamasıyla ilgili bazı yanlış anlamalara rağmen PlanB, Bitcoin’in bir sonraki döngüde 250.000 dolar ile 1 milyon dolar arasına ulaşabileceğini öne süren projeksiyonlarla uzun vadeli tahminler için yararlı olmaya devam ettiğini vurguluyor.

Şu anda Bitcoin, kırmızı faz ile gösterildiği gibi bir boğa piyasasının ilk aşamalarında yer alıyor. Tarihsel olarak, boğa ve ayı piyasaları arasındaki geçişler değişken olabilir ve sarı dönemler potansiyel piyasa zirvelerine veya geçişlerine işaret eder. PlanB, mevcut boğa piyasasının devam edip etmeyeceğini teyit etmek için sabırlı olunması ve gözlem yapılması gerektiğini belirtiyor. PlanB ayrıca madenci gelir trendlerine odaklanan yeni bir grafik sunuyor. Bir düşüş döneminin ardından, son veriler madenci gelirlerinde bir toparlanma olduğunu gösteriyor. Madencilerin gelirlerindeki artış genellikle daha büyük fiyat hareketlerinden önce geldiğinden, bu yükseliş piyasanın bir sonraki yükseliş aşamasına geçişinin erken bir göstergesi olabilir.