Oyun Terapisi Nedir?

Için bilgi mi arıyorsunuz? Oyun Terapisi Nedir? makalesine göz atın ve hakkında daha fazla bilgi edinin

Çocuklarda görülen davranışsal, duygusal bozuklukların ve ruhsal rahatsızlıkların bu alanda eğitim almış uzman kişilerce oyun ve oyuncaklarla iyileştirilmesidir.

Oyun terapisi Amerika merkezli Oyun Terapisi Derneği’nin (Association far Play Therapy) sitesinde; “Eğitimli oyun terapistlerinin, danışanların psikososyal sorunları engellemelerine ya da çözmelerine, ideal büyüme ve gelişimi gerçekleştirmelerine yardımcı olmak amacıyla oyunun terapötik gücünden yararlandıkları ve kişiler arası bir süreç tesis etmek için kuramsal bir modelin sistemli bir biçimde kullanılması” olarak tanımlanmıştır.

İngiltere merkezli Oyun Terapisi Derneği (British Association far Play Therapist) ise; “Çocukların davranışlarını değiştirmede, özgüvenlerini geliştirmede, sağlıklı ilişkiler kurmasında çocuklara yardımcı olan etkili bir terapi” şeklinde tanımlamıştır.

Oyun Terapisinin Tarihi Süreci

-Freud “terapötik oyun” ifadesiyle ilk bahseden kişidir. Teknik olarak kullanan ilk kişi ise Anna Freud’dur.

-Psikanalizden kaynaklanan oyun yaklaşımlarından sonra ikinci ana gelişme David Levy’nin geliştirdiği “salınım boşaltım terapi (release therapy)” tekniğidir.

-Üçüncü önemli akım Jesse Taft ve Frederic Allen tarafından ilk çalışmaların yapıldığı İlişki Merkezli Oyun Terapileri’dir.

-Kuklanın psikoterapide ilk kullanımı 1935’li yıllarda Bender ve Waltman tarafından yapılmıştır.

-Dora Kalff, geliştirdiği tekniğe Kum Terapisi adını vermiştir.

-1960’lı yıllarda Virginia Axline, Yönlendirmesiz Oyun Terapisi’ni geliştirmiştir.

-Ann Jernberg ve asistanı Phyllis ise Theraplay yöntemini geliştirmiştir.

-1970’li yıllara gelindiğinde Viola Brody, Gelişimsel Oyun Terapisi’ni geliştirmiştir.

-1990’lı yıllarda ise önemli gelişmeler yaşanmıştır. Gary Landreth Çocuk merkezli Oyun Terapisi’ni, Byron Norton ve Carol Norton Deneyimsel oyun Terapisi’ni, Susan Knell ise Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi’ni geliştirmiştir.

-2000’li yıllarda ise Terry Kotman Adlerian Oyun Terapisi’ni geliştirmiştir.

Çocuklarda Neden Oyun Terapisi?

Çocuklar kendilerini kelimelerle ifade etmekte zorlanırlar. Çünkü hem kelime hazneleri dardır hem de sözel ifadeyi gerektiren bilişsel süreçleri gelişim aşamasındadır. Yetişkinler için konuşmak neyse çocuklar için de oynamak odur.

Çocuk Merkezli Oyun Terapisi kurucusu Garry Landreth: “Kuşlar uçar, balıklar yüzer ve çocuklar oynar.”sözü ile bu durumun doğallığını bizlere anlatmıştır.

Yine, Garry Landreth: “Oyun çocuğun dili, oyuncaklar ise kelimeleridir.” sözü ile çocukların oyuncakları kullanarak iç dünyalarını oyuna yansıttıklarını ve oyuncaklar yoluyla iç dünyalarındaki karmaşayı çözebildiklerini bizlere eşsiz üslubu ile anlatmıştır.

Hangi Yaş Grubunda Oyun Terapisi Kullanılabilir?

02-12 yaş aralığındaki çocuklarda kullanıldığı kabul görür. Sembolik oyunun (mış gibi oynama) başladığı 18-24 ay civarından bilişselliğin ön plana çıkmaya başlayıp oyun oynamadan uzaklaşıncaya kadar, genelde erkeklerde 10-12 kızlarda 9-11 yaşa kadar uygulanabilir.

İçinizdeki Çocuk Yaşadıkça İse Hayat Boyu…

Oyun Terapisi Hangi Durumlarda Kullanılır?

Oyun Terapisi ile çalışılabilecek birçok durum ve bu terapiden faydalanabilecek birçok çocuk grubu vardır. Aşağıda bunlara örnekler verilmiştir:

-Ağlama Krizleri

-Aşırı Öfke ve Saldırganlık

-Aile İçi Çatışmalar

-Boşanma Sonrası Adaptasyon

-Okula Uyum Problemleri

-Ayrılık Kaygısı ve Bağlanma Problemleri

-Tırnak Yeme ve Parmak Emme

-Emzik Bırakamama

-Alt Islatma/Kaka Tutma

-Kardeş Kıskançlığı

-Yas ve Travma

-Özgüven ve Çekingenlik

-Korku ve Kaygı

-Evlat Edinilme

-Uyku ve Yeme Bozuklukları

-Sosyal Beceri Sorunları

-Çocukluk Mastürbasyonu

-Uyum Problemleri

-Davranış Problemleri

-Duygusal Problemler

Oyun Terapisi Çocuklara Nasıl Faydalar Sağlar?

Oyun Terapisi ile elde edilen faydaların çeşitliliği ve kapsamı değişkenlik gösterebilir. Örneğin çocukların yaşları, yaşadıkları sorun ve terapistin uyguladığı yöntem bu farkları oluşturan faktörlerdendir.

Her çocuğun kendine özgü ihtiyaçları vardır ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda elde ettikleri faydalarda birbirlerinden farklı olabilir. Ancak Oyun Terapisi ile elde edilebilecek faydalara genel olarak aşağıdakiler örnek olarak verilebilir:

-Duygularını tanırlar ve doğru şekilde ifade etmeyi öğrenirler -Özgüvenleri güçlenir

-İhtiyaçlarını doğru ifade etmeyi öğrenirler

-Olumsuz duygularını kontrol etmeyi öğrenirler

-Sorumluluk bilinçleri gelişir

-Kurdukları oyunlarla sorunlarını yeniden yapılandırırlar ve farklı bakış açısıyla bakabilir hale gelirler

-Başa çıkma yöntemlerini güçlendirip geliştirirler

-Sosyal becerileri gelişir

-Korku ve kaygılarının üstesinden gelebilirler

Oyun Terapisi Etkinliği Nasıl Artırılabilir?

-Oyun Terapisi görüşmelerine çocuğun düzenli katılımı sağlanmalıdır.

-Terapi çıkışında çocuğa neler yaptığı sorulmamalıdır. Sorulan sorular ve açıklama yapma gereği hissetmesi çocuk üzerinde baskıya neden olabilir.

-Çocuk yönlendirilmemeli veya hızlanması için acele ettirilmemelidir. Çocuk kendini hazır hissettiğinde istediği konuyu kendi hızıyla terapi içerisinde çalışmaya başlar.

-Çocuğunuz hakkında anlatmak veya sormak istediklerinizi terapiste çocuğunuzun yanında sormayın. Sorularınız ve anlatmak istedikleriniz için ayrı bir ebeveyn görüşmesi gerçekleştirilmelidir.

-Terapide sağlatım sürecine girmeden önce çocuğun sorunlarında artış görülmesi normaldir. Sakin kalınmalı, çocuğun süreci yarım bıraktırılmamalı ve akla takılan sorular çekinmeden terapiste sorulmalıdır.

Psikodinamik Terapi: Tarihçesi, Yöntemleri, Faydaları, Özellikleri ve İnsana Bakış Açısı

Için bilgi mi arıyorsunuz? Psikodinamik Terapi: Tarihçesi, Yöntemleri, Faydaları, Özellikleri ve İnsana Bakış Açısı makalesine göz atın ve hakkında daha fazla bilgi edinin

Tarihçesi ve Kökenleri:

Psikodinamik terapi, Sigmund Freud’un 19. yüzyıl sonlarında geliştirdiği psikanaliz teorilerine dayanan bir terapi yaklaşımıdır. Freud, insan zihninin bilinçdışı süreçlerle şekillendiğini ve geçmişte yaşanan deneyimlerin, özellikle çocukluk döneminin, bireyin davranışları ve duygusal tepkileri üzerinde derin bir etkisi olduğunu öne sürdü. Psikodinamik yaklaşım, zamanla Freud’un psikanalitik kuramından evrilerek daha modern ve kısa süreli terapötik uygulamalara dönüştü. 20. yüzyıl boyunca Carl Jung, Alfred Adler ve Melanie Klein gibi isimler de bu yaklaşımı geliştirdiler.

Nasıl Oluştu?

Psikodinamik terapi, kişinin geçmişte yaşadığı deneyimlerin bugününü nasıl etkilediğini anlamaya odaklanır. Temel varsayımı, insanların içsel çatışmalarının, özellikle bilinçdışı düzeyde yaşananların, zihinsel ve duygusal sağlık sorunlarına yol açabileceğidir. Freud’un geliştirdiği klasik psikanalizden farklı olarak, modern psikodinamik terapi daha kısa süreli ve daha odaklıdır. Terapi sürecinde, bilinçdışı düşünceler, savunma mekanizmaları ve içsel çatışmalar ortaya çıkarılarak çalışılır.

Psikodinamik Terapinin Özellikleri:

  1. Bilinçdışına Odaklanma: Psikodinamik terapi, bireyin bilinçdışındaki düşünceler, arzular ve duygular üzerine yoğunlaşır. Terapide, bilinçli olarak farkında olunmayan bu süreçler ortaya çıkarılır.

  2. Geçmiş Yaşantılar ve Çocukluğun Önemi: Bireyin çocukluk deneyimlerinin ve erken yaşlarda oluşan ilişkilerinin bugünkü psikolojik durumu üzerinde büyük etkisi olduğuna inanılır. Terapide bu erken deneyimlerin izleri incelenir.

  3. Aktarım ve Karşı Aktarım: Terapötik ilişki, danışanın geçmiş ilişkilerindeki duygularını ve dinamiklerini yansıttığı bir yer olarak görülür. Bu yansıma (aktarım), terapist ile danışan arasında gelişen duygusal etkileşimlerle ortaya çıkar. Terapist de bu süreçteki kendi duygularını (karşı aktarım) kullanarak danışanın iç dünyasına dair içgörüler geliştirir.

  4. Savunma Mekanizmaları: Kişilerin bilinçdışını korumak için kullandıkları savunma mekanizmaları (örneğin bastırma, inkar, yansıtma) analiz edilir. Bu mekanizmalar, bireyin duygusal süreçlerine nasıl zarar verdiği üzerine çalışılır.

  5. Uzun Süreli ve Derinlemesine Çalışma: Psikodinamik terapi, kısa vadeli çözümlerden çok, uzun süreli ve derinlemesine değişimlere odaklanır. Bireyin zihinsel ve duygusal süreçlerinin karmaşıklığına yönelik bir anlayış geliştirmek için zaman ve derin analiz gerekir.

  6. Kişinin İç Dünyasına Odaklanma: Psikodinamik terapi, dış dünyadaki davranışlardan ziyade, bireyin iç dünyası, düşünceleri, fantezileri ve duygusal süreçleri üzerine odaklanır. Bu şekilde, bireyin içsel çatışmalarının farkına varılması sağlanır.

İnsana Bakış Açısı:

Psikodinamik terapinin insana bakış açısı, insanı karmaşık ve çok katmanlı bir varlık olarak ele alır. Bu bakış açısının temel noktaları şunlardır:

  1. Bilinçdışı Süreçlerin Etkisi: Psikodinamik yaklaşıma göre, insanların düşünceleri, duyguları ve davranışları büyük ölçüde bilinçdışı süreçlerden etkilenir. Bireyler genellikle bu süreçlerin farkında değildirler ve davranışları üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu göremezler. Bilinçdışı, bireyin arzularını, korkularını ve bastırılmış anılarını barındırır.

  2. İçsel Çatışmalar: İnsan, farklı duygusal ihtiyaçlar, arzular ve sosyal beklentiler arasında sık sık içsel çatışmalar yaşar. Psikodinamik terapi, bu çatışmaların farkına varılması ve çözümlenmesi gerektiğini vurgular. Çatışmalar genellikle bilinçdışı düzeyde olup, bireyin ruhsal dengesi üzerinde derin bir etki yaratır.

  3. Geçmişin Bugün Üzerindeki Etkisi: Psikodinamik terapi, bireyin geçmişte yaşadığı deneyimlerin, özellikle çocukluk dönemindeki ilişkilerinin, bugünkü düşünce ve davranış kalıplarını büyük ölçüde şekillendirdiğine inanır. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, ihmal ya da yoğun duygusal bağlar, yetişkinlikteki psikolojik sorunların temelini oluşturabilir.

  4. Savunma Mekanizmalarının Önemi: İnsan zihni, bilinçdışı düzeyde acı verici duygulardan ve içsel çatışmalardan korunmak için savunma mekanizmaları geliştirir. Bu mekanizmalar, bireyin ruhsal bütünlüğünü koruma amacıyla kullanılsa da uzun vadede işlevsiz hale gelebilir. Psikodinamik terapi, bu savunma mekanizmalarını inceleyerek, bireyin duygusal ve zihinsel sağlığı üzerindeki etkilerini anlamaya çalışır.

  5. Kendini Gerçekleştirme Arzusu: Psikodinamik yaklaşıma göre, insanlar içsel potansiyellerini gerçekleştirme ve daha derin bir kendini anlama arayışı içindedirler. Bu süreç, kişinin içsel çatışmalarının, bilinçdışı arzularının ve geçmişle yüzleşmesinin ardından mümkün hale gelir. Terapide, bu süreçler çözülerek bireyin daha bütünsel ve sağlıklı bir yaşam sürmesi hedeflenir.

  6. İlişkilerin Rolü: Psikodinamik terapi, bireyin ilişkilerini ve bu ilişkilerin kişinin ruhsal sağlığı üzerindeki etkilerini derinlemesine inceler. İnsanların geçmiş ilişkilerinden taşıdıkları duygusal yükler, bugünkü ilişkilerine yansıyabilir ve bu durum psikolojik sorunlara yol açabilir. Terapide, bu dinamikler üzerinde çalışılarak daha sağlıklı ilişkiler kurmanın yolu açılır.

Başlıca Yöntemler:

  1. Serbest Çağrışım: Danışan, aklına gelen her şeyi özgürce paylaşır. Bu, terapistin bilinçdışı düşünce ve duyguları keşfetmesine yardımcı olur.

  2. Rüya Analizi: Danışanın rüyaları, bilinçdışı süreçlerin bir yansıması olarak ele alınır ve rüyaların anlamı incelenir.

  3. Savunma Mekanizmaları: Kişinin bilinçdışını korumak için geliştirdiği savunma mekanizmaları incelenir ve bunların nasıl işlevsiz hale geldiği üzerinde durulur.

  4. Aktarım ve karşı aktarımın çalışılması: Danışan ve terapist arasında oluşan ilişki, danışanın birçok ilişki örüntüsünü aktarabileceği ve tekrar tekrar yaşayabileceği bir başka alandır. Bu alanı terapist ile çalışıyor olmak aktarımın çalışabilmesiyle davranış ve ilişkisel örüntülerin çözümlenmesine yardımcı olur.

Kimler İçin Uygundur?

Psikodinamik terapi, içsel dünyası üzerinde derinlemesine çalışmak isteyen bireyler için uygundur. Genellikle şu gruplar için tavsiye edilir:

  • Kendini daha iyi anlamak isteyenler: Özellikle kim olduklarını ve neden belirli şekillerde tepki verdiklerini keşfetmek isteyen bireyler.

  • Duygusal Sorunlar Yaşayanlar: Depresyon, kaygı, öfke, yas gibi yoğun duygusal deneyimlerle başa çıkmakta zorlanan kişiler için uygundur.

  • Bilinçdışı Çatışmalar yaşayanlar: Geçmiş travmalar, çocukluk deneyimleri veya farkında olunmayan içsel çatışmaların etkisi altında olduğunu hisseden kişilerde etkili olabilir.

  • Kendilik Algısı Sorunları: Özgüven eksikliği, kimlik sorunları veya kendine dair olumsuz düşüncelerle mücadele eden kişi
    lerde kullanılır.

  • İlişki Problemleri: Geçmişten gelen travmaların veya ilişkilerde tekrar eden sorunların çözülmesi için çiftler veya bireyler bu terapiden faydalanabilir.

  • Savunma Mekanizmalarını Keşfetmek İsteyenler: Kişiler, savunma mekanizmalarını tanımak ve bu mekanizmaların hayatlarına nasıl yön verdiğini anlamak istiyorlarsa psikodinamik terapi bu konuda yardımcı olabilir.

  • Kronik Sorunlarla Baş Edenler: Uzun süreli psikolojik sorunlar yaşayan ve bu sorunların kökenini daha derin bir şekilde anlamak isteyen kişilerde uygundur.